Aile yılında 1+0 saçmalığı
Geçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayınlanan kararla sekiz yıl önce yapımı yasaklanan stüdyo tipi daire olarak ifade edilen 1+0’ların yeniden yapılmasına izin verildi. Bu karar aile yılı olarak adlandırılan 2025 yılında alındı. Fıkra bu kadar, gülüp dağılabilirsiniz(!) Yazıyı aslında burada bitirebiliriz. Aileyi ve 1+0 daireyi gözünüzün önüne getirip ortaya çıkan manzarayı kendiniz yorumlayın…
Bazı şeyler lafta olmaz, icraat ile desteklenemeyen laf slogan olarak kalır, kimsenin bir işine yaramaz. Aile yılı fikri ilk başta kulağa hoş gelmişti. Nüfusumuzun artış hızı gitgide azalıyor, yaşlı nüfusumuz artıyor. Bu noktada hükümet, devlet eliyle atılacak adımlar önemliydi. Fakat birkaç adımın dışında derde deva olacak pek bir şey göremedik. Üçüncü çocuğu olanlara verilecek aylık beş bin lira en azından çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yarar. Yeni evlenecek gençlere verilecek 150 bin liralık faizsiz evlilik kredisinin ise enflasyon karşısında pek bir cazibesi kalmadı. Gençlerden duyduğumuz kadarıyla teferruatı fazla, çıkması uzun zaman alıyormuş. Bunların dışında ulaşımda aile indirimi, düzenlenen seminerler, konferanslar falan dostlar alışverişte görsün tarzındaki adımlardı.
Aile olmak demek, aynı çatının altında yaşamak demektir. Ülkemizde pandemi saçmalığı, faizin indirilmesi, çıkarılması kararlarıyla birlikte barınma ciddi bir sorun oldu. Ev kiraları, satılık evlerin fiyatları maliyetlerinin çok üzerinde uçtu. Elbette çok sayıda şehrimizi aynı anda etkileyen depreminde etkisini göz ardı etmiyoruz. Fakat hükümetin bu konularda aldığı hiçbir karar vatandaşı rahatlatmadı. Sorun gitgide büyümeye devam ediyor. Çözüm basit, TOKİ ve belediyeler eliyle yeni evlerin yapılması, bunun da gerçekten hiç evi olmayanlara verilmesi gerekiyor.
TOKİ yıl sonuna kadar deprem bölgesini büyük ölçüde toparlayacak gibi görünüyor. Depremden önce başvuruları tamamlanan 250 bin konut için inşatlar da yavaş yavaş başladı. TOKİ bir an önce hem insanlara umut olmak, hem de sıcak para toplamak için ikinci 250 bin konut kampanyasını başlatmalı. Fakat bu kez bari kriterler adam gibi belirlensin. Geçen sefer gençlere özel kontenjan ayrıldı. Kâğıt üzerinde iyi bir şey gibi görünüyordu ama uygulaması öyle olmadı. Çünkü ortada her hangi bir kriter yoktu. 18 yaşında işi gücü olmayan, ailesinin yanında yaşayan veya üniversitede okuyan çok sayıda gence, ayrılan özel kontenjan sayesinde ev çıktı. Bu gençler çalışmadığı için taksitleri aileleri ödeyecek. Ev ihtiyaçtan, yatırıma dönüşmüş olacak. 30 yaşında, evli, çoluk çocuk sahibi diğer kişi ise TOKİ’den kura çıkmadığı için kirada oturmaya devam edecek. Bu sefer mağduriyet oluşturmayacak, aileleri önceleyen kriterler belirlensin. Şirinmiş görülen sloganların kimseye bir faydası yok.
Gelelim 1+0 saçmalığına. 1+0 ‘da bırakın aileyi, tek başına bir insan bile yaşamaz. Ev denilen yerde hayat olur, insanlar gününü geçirir. 1+0 ‘da tek başına yaşayan kişi evi otel olarak kullananlardır. Akşama kadar işte çalışan, çoğu zaman akşam yemeğini bile dışarıda yiyen, sadece yatmak için eve gelen insan 1+0 ‘da yaşar o da mecburiyetten. Öğrenciler bile 1+0 saçmalığı yerine birkaç arkadaşıyla şenlikli şekilde daha büyük bir evde yaşamayı tercih ediyor. 1+0 veya 1+1 fark etmez aklı başında insana göre değildir. Bu evlerde kalanlar ya zaruretten geçici süreliğine kalıyordur ya da bu evler de başka işler dönüyordur. Sekiz yıl önce bu evler günübirlik kiralanıp, fuhuş başta olmak üzere illegal ne kadar iş varsa onun yatağına dönüştüğü için yapımı yasaklanmıştı. Geçtiğimiz sekiz yıllık süreçte ülkemizdeki suç oranı her alanda arttı. Bu evlere izin verilmesinin her hangi bir mantığı yok. Müteahhitlerin cebi dolsun, yatırım amaçlı bu evleri ucuza alanlar yüksek kiralarla para kazansın, olan yine sade vatandaşa olsun.
Ekonomideki sıkıntıdan dolayı gıda başta olmak üzere tüketim maddelerinin ambalajları gitgide küçülüyor, yanlışta olsa buna alıştık. Fakat önümüzdeki süreçte düzlüğe çıkarsak, yeni ürünlerin ambalajları büyüyebilir. Fakat 1+0 evleri yapınca birkaç yıl sonra yıkacak değiliz. Bu evler şehirlerin kalbinde, suçla iç içe anılan yerler olarak kalacak. Çünkü aklı başında hiç kimse 1+0 ev alıyım, 20 sene otururum demez. 1+0 ile ailenin ise bir araya gelemeyeceği ise aşikârdır. Hükümetin en kısa sürede bu yanlış adımdan vazgeçmesi gerekiyor ama zor. Nedense bu ülkede müteahhitlerin dokunulmazlığı var, ne isterlerse o oluyor. Bana kalsa bırakın 1+0’ı 1+1’lerinde üretimini yasaklarım, 2+1’leri bile belli oranda kısıtlarım. Çünkü aile dediğimiz kurumun bir arada yaşaması için en azından 3+1 ev gerekmekte.
Eskinin geniş ailelerini bitirdik. Çekirdek aile dediğimiz şey bir çocuğa dönüşmeye başladı. Artık Anadolu’da bile bu durum yadırganmıyor. Üç çocuk ve üzeri yeni nesil ailelerin sayısı çok az. Ekonomik sıkıntılar herkesin malumu. Hükümet bir de fiziksel alan sıkıntısı oluşturmaya gayret ediyor. Yaşlı büyüklerimiz ya kendi evlerinde ya da huzur evlerinde yalnızlığa itiliyor. Çünkü bir arada yaşanmak istenilse bile fiziksel ortam yok. Hükümet gerçekten azalan nüfusu, artan yaşlılarımızı, ailenin geleceğini düşünüyorsa sloganları bir kenara bırakıp gerçekçi adımlar atmalı. 1+0 vb. saçmalıkları kaldırarak ilk adım atılabilir. Diğer türlü dostlar alışverişte görsün mantığıyla yapılanların kimseye bir faydası olmaz.
