Az da olsa televizyon izliyorsanız, takılmaktan kendinizi alamadığınız bir yarışma programı vardır sanırım. Haber programlarını haber kanallarına, maçları şifreli kanallara, aslanları belgesel kanallarına, çizgi filmleri çocuk kanallarına kaptıran bir kısım televizyon sahipleri iki yol buldular diziler ve yarışmalar.

Diziler patlamaya hazır bomba gibi ya elinizde patlıyor ya reyting patlatıyor. Biri başlarken diğeri silinip gidiyor. Tekrarlar tat vermiyor, hikayeler tükendi sanki. Komedisi, dramı, polisiyesi derken maliyeti yüksek ve sonucu meçhul yapımlar sırasıyla gelip gidiyorlar. Devasa bütçeli yapımlar, zengin kadro, gümbür gümbür geliyoruz havasında reklamla yayına giren bir dizi daha ne olduğunu anlamadan final bölümünü yapıyor gizli saklı.

Dizilerin bu riskini bilen yapımcılar, yönetmenler ve elbet patronlar, yarışmaları keşfettiler. Hemen her kanalda her türlüsünden yarışma programları var artık. Gücüne kuvvetine güvenen vurdulu kırdılı yarışmalara gidiyor, bilgisine güvenen, Kenan Işık’ın sunumunda bilginin gücüne karşı yarışıyor. Eşine güvenen çoluk çocukla, teyzesiyle, annesiyle koşuyor yarışmalara. Yok, hiçbiri olmadıysa merak etmeyin elinde mikrofon sizi yarıştırmak isteyen biri mutlaka çıkar karşınıza.

Yarışmalara neden böyle sarıldı televizyoncular? Birkaç basit cevabı verilebilir elbet. Evvela oyuncu masrafı yok, dizi başına vereceğiniz bir ücret talep etmiyor kimse. Vatandaş iştahla istekle geliyor, yarışmaya kelli felli iki sponsor, iki reklam buldunuz mu maliyeti de hallettiniz demektir. Yüzü güleç bir de sunucu, biraz yumuşak ve sempatik filan hani. Ne yaptıracağız diye merak buyurmaya gerek yok, Avrupa’da format bol, al birini gitsin.

Her halini ortaya koyuyor bizim millet. Eşine kızıyor onca kamera önünde, seviniyor kimisi yerlere yatarak, sunucunun azarlamasına aldırış etmiyor. Gülüyor herkes, bundan zevk alıyor. Yarışmanın birinde evde ne var ne yok aldı sunucu, halısına, dolabına kadar. Yahu eve haciz gelse aynısını yapar. Yakın zamana kadar bu millet aman ayıp olur diye sokakta eşinden bir adım önde yürürdü, eşinin değil evde nasıl olduğunu, adını bile söylemezdi ulu orta.

Kapış kapış gidiyor yarışmalar. Hepsi kazanmak üzerine kurulmuş ve hepsi acımasız bir rekabetin, çekişmenin sahte yüzünü kullanıyor. Kapanmadan, süre bitmeden, ezerek ve gerekirse rakibine hakaret ederek alabildiğince çok almak, kazanmak üzerine kurulu bir televizyon kafası. Sonucun tamamen maddi bir şeyler elde etme üzerine kurulduğu ve bu yolda kim varsa yıkıp geçmeyi öngören bir yaklaşımın düzenlemesi değil de nedir bu?