Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Kutlu Ayın Şavkı Vuruyor, Üzerimize..

Kutlu Ayın Şavkı Vuruyor, Üzerimize..

Kutlu ayın gölgesi düştü, üzerimize.. Ufuktan doğmaya çok az kaldı, hilalimiz. Şavkı, doğu ufkunda semamıza çoktan vurdu.

Hoş geldin yâşehr-i ramazan, şehr-i sıyâm diyeceğiz, ümmet coğrafyalarından. Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden, ses vereceğiz..  Her sene Müslüman yüreklerde bir başka coşkuyla karşıladığımız bereket ayını, bu sene hüzünle karşılamaya hazırlanıyoruz.

O gelirken, şehirlerimizde, sokaklarımızda bir telaş yaşanırdı. Evlerimizde bir hareketlilik.. Camilerimiz ramazana hazırlanırdı.  Şu anda bir durağanlık var üzerimizde, sebebi belli.  Çok şükür ezanlarımız okunuyor ama “haydin namaza” çağrısına camilerimize koşamıyoruz. Camilerimiz boş, lokantalarımız iftarlara kapalı, toplu namaz ve toplu iftarlar olmayacak..   Bu sene aile boyu coşkuyla yollardan, sokaklardan  kalabalıklar halinde teravih namazları için camilerimize akmayacak; analar, babalar, çocuklar, torunlar..

Bütün eğitim kurumlarımız kapalı. Dersler online olarak işleniyor.

Tarihinde belki de ilk defa Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi, Mescid-i Aksa… Tüm mescit ve camilerimiz toplu ibadetlere  kapalı..

Ey cennet kapısının anahtarı Şehr-i Sıyam.. Gelişin bizi hem sevindiriyor ve hem de hüzne boğuyor.

Artık evlerimiz mescid kılındı bize.. Beş vakit namazlar, teravih namazları evlerimizde eda ediliyor. İftarlarımız aile bireyleriyle sınırlı kalacak. Gürül gürül okunan mukabeleler, evlerimizde yankılanacak.  Hz. Musa (a.s)’ın Tur-i Sinaya, Hz. Muhammed (a.s)’ınHiraya çekildiği gibi bizler de kendi tûr-i sinamıza, hiramıza çekileceğiz, yeniden dönmek için meydanlara…

Evlerimiz hem mescit, hem mektep ve hem de  itikaf mahalli oldu, artık.

Beş vakit namazlarımızla birlikte teravih namazlarımız cemaatle kılınmalı, mescit haline dönüştürdüğümüz evlerimizde. Mukabelelerimize eşlik edilmeli.. Dualarımız, aminlerimiz birbirine karışmalı.. İftar sofralarımız, yine hurma, zemzemle açılmalı. Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün kokusu taşınmalı evlerimize..

Evlerimiz bir mektebe dönüşmeli, şimdiden. Oruç fıkhını gözden geçirmeliyiz. Teravih, sahur, iftar, imsak, oruç, namaz, itikaf, zekat, sadaka, fitre, keffaret konuları okunmalı, hep birlikte.. Okunan hatm-i şeriflere Kur’an’ımızın mana ve yorum çalışmaları da eklenmeli..

Hem beden sağlığı ve hem de ruh sağlığı bakımından güçlenerek çıkacağız, evlerimizden.

Hüzünlerimiz üzerine geliyorsun ey Şehr-i sıyâm! Bereketinle geliyorsun. Bize bütün musibetlere direnme ahlakını öğretmek için,  geliyorsun.   Rabbimizle olan ubudiyet bağlarımızı daha güçlü tutmak için, geliyorsun.. Her gelen bereketiyle gelir. Kur’an ayı, sabır ayı, rahmet ayı, hissediyoruz kokunu,  ruhunu..  Sen bize kalkansın, kötülüklere, haramlara karşı.. Korunacağız. Bizi nefsin enelerine karşı, tutmak için geliyorsun, biliyoruz.  Rahîm olanın nefesini taşımak için geliyorsun, hayatımıza, hissediyoruz..

Ehlen ve sehlen Ya  Şehr-i Ramazan!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi
SON YAZILAR