Bu günlerde Türkiye yönetimi üzerinde fitne çıkarmaya uğraşan bir takım çevrelerin çabalarının sıklaştığını ve gerilim havası oluşturulmaya çalışıldığına şahit olmaktayız. Salı günü Ak parti grup toplantısında konuşan Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu ‘’bizim için yazılan dosyalar değil sağ ve sol omuzlarımızda meleklerin yazdıkları önemlidir. Ben bulunduğum  makamı elimin tersiyle iterim ama asla kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam ’’   diyerek  bu güne kadar alışık olmadığımız bir konuşma yaparak gündemimize farklı bir boyut kazandırdı. 7  haziran  ve 1 kasım seçimleri öncesi ve sonrasında Davutoğlu’nun isminin yerine başka isimler telaffuz edilmesi gibi girişimlere pek itibar etmedik etmeyiz çünkü dava isimlerle değil tabandan tavana gönül birliği etmiş büyük Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için fikir birliği yapmış bir milletin ve tüm İslam aleminin ,  tüm mazlumların  umudu olmuş bir davadır. Bu davayı Sayın Ahmet  Davutoğlu istifa edecek gibi yazılarla Ak parti’yi yıpratma projelerine şahit olmaktayız.  Sosyal medyada ortaya atılan Pelikan dosyası, MKYK’nın   inisiyatifi  ele alması , Sayın Reisi Cumhur ile Davutoğlu arasında anlaşmazlık ve  kavga var diyerek  yazılanlar ve çizilenler partinin güç kaybetmesinden medet umanlar olduğunun açık göstergesidir. Buradan anlatmak istediğim ise bu davanın kişilere veya isimlere bağlı bir dava olmadığıdır ,  mesele Sayın Davutoğlu  ve Sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan arasında bir mesele asla olamaz  biz  buna bir  bayrak değişimi olarak bakıyor ve  bir görev değişimi olarak görüyoruz. Bu değişim partinin yeni lider arayışı değildir , bu değişim  Ak parti’nin büyük Türkiye hedeflerine ulaşması için bir görev değişimidir, ancak  bu görev değişiminin  bazı çevrelerce  siyasi krize dönüştürülme çabalarını da esefle izlemekteyiz. Sayın Davutoğlu için emanetçi yakıştırmalarını yapanlar şimdide Davutoğlu giderse Ak parti oy kaybeder gibi yorumlarla kriz çıkarma çabalarına girmeleri bu davayı hala anlamadıklarını göstermektedir. Bu dava isimlere bağlı bir dava olmamıştır ve Sayın Davutoğlu grup konuşmasında belirttiği gibi davanın ne kadar kutlu olduğunu ve makamın geçici olduğunu söylemesi ile fitne çevrelerinin elini boşa çıkararak davasına sahip çıkmıştır. Tüm bu gelişmeler yapılan yorumlar Türkiye’nin iki başlı olarak yönetilemeyeceğini bir kez daha göstermiştir ve Başkanlık sisteminin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini göstermektedir.

             Türkiye siyasi tarihinin en güçlü lideri olan ve Ak parti’nin kurucu lideri olan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın millet ve İslam ümmeti nezdinde etkisinin ne kadar büyük olduğu herkes tarafından bilinirken Reisi Cumhurun Türkiye’nin  2023, 2050  ve  2071 hedeflerine ulaşabilmesi için önce Ak parti içerisinde bir görev değişikliği ile hedefine ilerlemeye devam edecektir. Bu görev değişimi Ak parti’nin yeni bir lider arayışı değildir çünkü Ak parti’nin tartışmasız lideri Reisi Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’dır.  SAYGILARIMLA