Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Özelde Gazze ve Genelde Filistin Sorunu Neden Çözülmüyor?

Özelde Gazze ve Genelde Filistin Sorunu Neden Çözülmüyor?

İslam dünyasının, Siyonist İsrail’in gerçekleştirdiği Gazze’deki soykırımını durdurma girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Özellikle Türkiye ve Katar gibi ülkeler bu konuda daha aktif bir duruş sergilemişlerdir. Ancak tüm bu önerilere ve girişimlere rağmen, Gazze'deki sorunun çözülmesi hala gerçekleşmemiştir. Elbette İsrail’in ürettiği Gazze sorunu, sadece İslam dünyasının değil, aynı zamanda uluslararası toplumun çok boyutlu bir kriz olarak ele aldığı bir mesele olmalıdır. İslam dünyasında çözüm önerileri olsa da, bu çözüm önerilerinin başarılı olabilmesi için bir dizi faktörün bir araya gelmesi gerekmektedir.

Filistin içindeki siyasi bölünme, çözüm önerilerinin uygulanabilirliğini ciddi şekilde etkileyen bir faktördür. Filistin yönetimi, özellikle Hamas ve El Fetih arasında ciddi bir ideolojik ve politik ayrılıkla karşı karşıyadır. Gazze'de Hamas iktidarda iken, Batı Şeria'da El Fetih iktidarda idi. Bu ayrım, Filistin'in bir bütün olarak hareket etmesini ve etkili bir şekilde müzakere yapmasını zorlaştırmaktadır. İslam dünyası, bu içsel bölünmenin son bulması için barışçıl çözümler önermektedir. Birçok İslam ülkesi, Filistinliler arasında daha fazla uzlaşma ve daha fazla birleşme sağlanmasını desteklemektedir. Birlik hükümetleri kurmak ve Filistin'deki farklı gruplar arasında diyalog başlatmak, bu sorunun çözülmesinde önemli bir adım olabilir.

İslam dünyası, Filistin sorununun çözümünde uluslararası diplomasinin ve arabuluculuğun önemli olduğuna inanmaktadır. Örneğin, Mısır ve Katar gibi ülkeler, geçmişte Gazze’deki ateşkese katkı sağlamış ve işgalci İsrail ile Filistin arasında müzakerelere ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda, Türkiye de güçlü bir Filistin yanlısı duruş sergileyerek, diplomatik arenada Gazze ve Filistin’in haklarını savunmaya devam etmektedir. Ancak, bu tür diplomatik çabalar genellikle etkisiz kalmakta, çünkü büyük güçler ve bölgesel aktörler arasındaki çıkarlar çatışmaktadır.

İslam dünyasında birlik ve dayanışma, Gazze’ye yönelik bir çözümün temel unsurlarından biri olarak görülmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi, sıkça Gazze’nin direnişini ve Filistin halkının haklarını savunmak için birleşmişlerdir. Özellikle Türkiye ve Katar gibi ülkeler, Filistin meselesini çözmeye yönelik sürekli çağrılar yapmaktadır. Bu ülkeler, Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması ve insan hakları ihlallerinin son bulması için diplomatik yollarla baskı yapmaktadır. Ancak, bu birliğin bazen içsel siyasi farklılıklar nedeniyle zayıfladığı da görülmektedir.

Gazze, uzun yıllardır derin bir şekilde yaşanan insani kriz içindedir. İsrail’in uyguladığı abluka, bölgeye yiyecek, ilaç ve temel insani yardımların girişini engellemektedir. İslam dünyası, Gazze’ye yönelik insani yardımların ulaştırılması konusunda birleşmiştir. Birçok İslam ülkesi, Gazze halkına yardım göndermekte ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla bu yardımların ulaşmasını sağlamaktadır. Türkiye ve Katar, bu konuda önde gelen ülkelerdir ve sürekli olarak bölgeye insani yardımlar göndermektedir. Ancak, yardımların İsrail tarafından engellenmesi veya ulaşamaması, bu çözümün ne kadar etkili olabileceğini sınırlamaktadır.

Siyonist İsrail’in politikaları, Gazze'nin geleceği üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. İslam dünyası, İsrail'in Gazze’ye yönelik şiddetini, yerleşim politikalarını ve Filistin topraklarındaki hukuksuzlukları sürekli olarak kınamaktadır. İsrail’in siyasi tutumu, bölgesel çözümler için büyük bir engel teşkil etmektedir. Öte yandan, ABD ve Avrupa Birliği gibi büyük güçlerin, İsrail’e olan destekleri ve bile bile İsrail’in zulüm temelli politikalarına göz yumması, İslam dünyasının çözüm önerilerinin etkinliğini azaltmaktadır.

İslam dünyası, Filistin’e yönelik çözüm önerilerinde genellikle ortak bir dil bulmaya çalışmış olsa da, çözümlerin uygulanabilirliği, küresel ve bölgesel aktörlerin politikalarının ne yönde şekilleneceğine bağlı olarak büyük ölçüde değişkenlik göstermektedir. İki devletli çözüm gibi uluslararası düzeyde benimsenen öneriler, uygulamada ciddi engellerle karşılaşmaktadır.

İslam dünyası, Filistin’in ulusal egemenliğinin tanınması ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olmasını savunmaktadır. Birçok İslam ülkesi, Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımış ve Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler’de tanınması için yoğun diplomatik çabalar harcamaktadır. Ancak, bu tanıma çabaları, özellikle Batı ile ilişkilerdeki gerilimler nedeniyle sınırlı kalmaktadır.

Sonuç olarak, Gazze ve Filistin sorunu, İslam dünyası için sadece bir siyasi mesele değil, aynı zamanda dini, insani ve tarihsel bir anlam taşımaktadır. İslam dünyası, Filistin’in haklarını savunmak ve Gazze’deki insani durumu iyileştirmek için birçok çözüm önerisi sunmaktadır. Ancak, bu çözümlerin uygulanabilirliği, uluslararası denge, bölgesel ittifaklar ve içsel siyasi farklılıklar gibi karmaşık faktörlere bağlıdır. Bu nedenle, Gazze'deki sorunun çözümü, sadece bölgesel değil, küresel bir meseledir. Buna rağmen İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri vicdan sahibi uluslararası güçlerle işbirliğine giderek ama mutlaka Gazze ve topyekûn Filistin sorununu çözme konusunda daha aktif bir siyaset izlemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi