Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Ümmetin Kanayan Yarası: “Gazze”

Ümmetin Kanayan Yarası: “Gazze”

7 Ekim 2023’den bu yana Siyonist İsrail’in saldırılarının üzerinden iki yıl geçti. Aksa Tufanı bunalan, daralan, adeta nefes darlığı çeken Gazze’ye nefes aldırmak için yapılmıştı. Eğer bu harekât yapılmasaydı, katil Netenyahu hükumeti 8 Ekim’de topyekûn bir saldırıya geçecekti. Çünkü kızıl inekleri getirmişti. Herkes o günlerde Netenyahu’nun kızıl inekle pozunu hatırlasın. “Kızıl inek” figürü ne anlama geliyor? Yahudi inancında kızıl ineğin ortaya çıkışı, Mescid-i Aksa’nın yıkılarak yerine üçüncü tapınağın yapılacağı işareti anlamına geliyordu. Bu uyduruk inanışa göre Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bölgenin temizlenebilmesi için kızıl bir düvenin kurban edilmesi gerekiyordu. İşte 7 Ekim 2023 tarihinde İslami Direniş Hareketinin saldırması ile birlikte Siyonistlerin Mescid-i Aksa’yı yıkma girişimi engellenmiş oldu. Unutulmasın ki Siyonistler, bu inançlarından vazgeçmiş değillerdir. 1948’den beri katledilen her Filistinli Müslüman, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetini ve ayakta kalmasını korumak için can veriyor, kan veriyor. Meseleye böyle bakmak gerekiyor. Her Filistinlinin ağzında Mescid-i Aksa için “canımız, kanımız feda olsun” sloganları bunun için telaffuz ediliyor. Gazze’de öldürülen her Filistinlinin annesi, “evlatlarım Mescid-i Aksa için feda olsun” diyor. Bugün onlar Mescid-i Aksa’nın nöbetini tutan sivil murabıtlar ordusudur; kadını ile erkeği ile…

Siyonist İsrail’i korumak, katliamlarına destek vermek için başta ABD ve Batı ülkeleri yıllardır aralıksız her türlü lojistik desteği sağlıyor. Gazze’de bombalanmayan, yıkılmayan hiçbir bina kalmadı. Vatanı ve kutsal mekânların ayakta kalması için canını veren Filistinlilerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Halkı Müslüman olan ülkelerden sadece Türkiye ve birkaç ülke hariç bu zulme, bu soykırıma hiç kimse ses çıkarmıyor. Sükût ikrardan gelir, kavliyle adeta zalimlere destek veriyor, arka çıkıyor. Yazıklar olsun. ABD ve Batı alenen Siyonistleri desteklerken Müslümanlar değil Gazze’ye destek vermek, Gazze’ye bir çuval ununu bile sokamıyor. Utanılacak bir durum. Yeter artık, diyemiyor. Kardeşlerine sahip çıkamıyor. Aksine, ne acıdır ki, birçok Müslüman ülke, düşmanla işbirliği yaparak ona her türlü desteği sağlamaktan geri durmuyor. İnsanın havsalası almıyor bu olup bitenleri.

Siyonist İsrail ve ABD ve diğer taşeronları Gazze’yi insansızlaştırmak için bundan önce dünyada eşi benzeri görülmemiş her türlü zulmü yapıyor. Bizzat bombalarla öldürdükleri gibi şimdi de açlığı bir silah olarak kullanıyor. Ümmetin fertleri ve çocukları her gün açlıktan can veriyor, Gazze’de. ABD ve İsrail’in Gazze’de insani yardım adını verdikleri yardım tiyatrosu, ölüm pususuna dönüşmüş, her gün yardım için gelen yüzlerce Müslüman katlediliyor. Ey İslam dünyası-varsa tabii ki- buna bari ses çıkarın. Gazze’de olup bitenler, sadece bir öldürme makinesinin işlediği suç değil, aynı zamanda tüm ümmet fertleri için ahlaki bir sınavdır. Bu sınavdan liderler, halklar, kurumlar, bireyler ve herkes geçiyor. Bu acizliğe bir son vermek gerekir. Gerçekten aciz miyiz, Ey İslam âlemi, aciz miyiz?

BM de bu soykırımın ortağı. O da görevini yapmıyor. İstese bu savaşı durdurur ve katilleri uluslararası ceza mahkemesinin karşısına çıkarır; yargılar ve mahkûm eder. Orada toplananlar, Gazze’nin selameti için değil, Siyonistlerin cürümlerinin onaylanması için toplanmış gibiler. Neymiş, Hamas teslim olmalı, silahlarını teslim etmeli ve rehineleri de teslim etmeli. Teslim, teslim, teslim. E! Ondan sonra ne olacak? Olacaklar belli. Geçmişte Sırp katiller silahlarını teslim eden Bosna’lılara ne yaptılarsa, bütün Filistinlilere de onu yapacaklardır. Hamd olsun, Hamas bu tuzağa düşmüyor. Firaset ve basiretli politikalar üretiyor. Başkenti Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devleti kuruluncaya kadar silahlarını teslim etmeyeceklerini ilan ediyor.

Hâsıl-ı kelam, Gazze için yapabileceğimiz en büyük iyilik, bütün gücümüzle, bütün imkânlarımızla bu onurlu direnişin yanında durmaktır. Gazze bugün Mescid-i Aksa nöbetini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyor. Bir turnusol kağıdı gibi bu mücadelenin yanında yer alanlarla karşısında duranları birbirinden ayırıyor. Ben inanıyorum ki Gazze’de başlatılan bu direniş, bu mukavemet devam edecektir. “Rabbim doğruların ve sabredenlerin yanındadır.” Esas olan bu mücadeleye destek verenlerle destek vermeyenlerin ahvalidir, akıbetidir. Bunun da hesabını ümmetin parçası olduğunu iddia eden her fert kendi vicdanında yapmalı ve safını belirlemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi

Maneviyatın Dijital İstismarı

18 Kasım 2025 Salı 00:02

Sudan’ın sessiz çığlığı

11 Kasım 2025 Salı 00:03

Medya Ahlakı, Gazze ve Batı Vicdanı

04 Kasım 2025 Salı 00:04

Seri Kâtil’e Kim Dur Diyecek?

21 Ekim 2025 Salı 00:04

İslamî Birliğin Kök Değerleri

07 Ekim 2025 Salı 00:03