Yalan Beyan, Aleni Yalan
* İnternetten alış yapmayan yok kadar az kaldı. İlk web alışımı Amazon’dan bundan 17 yıl önce yapmıştım. Sadece kredi kartının ön yüzünde yazan 16 adet rakamı ve ürünün gelmesini istediğim adresi yazmıştım. Ürün geldi. CVV kodunu, kredi kartının son kullanma tarihini hatta kartın kime ait olduğunu dahi yazmamıştım. Ürün geldi. Şimdilerde elektronik alışveriş nasıl oluyor. Kartın her bilgisini yaz üstüne bir de üye ol, üye olurken her bilgini gir, bunlardan ayrı maille onayla ayrıca gelen sms i kopyala… İşler zorlaşıyor…
* Ülkeler 3 kısım olarak değerlendirilir. Gelişmiş olanlar, gelişmekte olanlar, az gelişmiş ülkeler olarak. Gelişmiş ülkelerde ürün aldığınız zaman eğer ürün size gelmemiş ise sadece mesaj atarak işi çözebilirken, gelişmekte olan ülkelerde ise prosedürler çok karışıktır. Kargo takip numarası gibi, ürün fatura ve ürün satan pazaryeriyle uğraşıp durursunuz. Sonuç olarak bazen işler çözümsüz kalır. Az gelişmiş ülkeler daha karışık olmasına rağmen gelişmekte olan kategorisindeki ülkemiz için bu gelişmekte olan kısmı ne zaman gelişmiş oluruzun peşindeyim.
* Türkiye 19 oldu dolar milyarderleri sıralamasında 31 kişi. Gelişmişlik sırasında gerçekçi rakamlar ülke dışından global medyadan geliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 1 Ağustos itibariyle bireysel kredi kartı borçları geçen yılın aynı haftasına göre %55,22 artarak 2 trilyon 385 milyar 40,28 milyon liraya yükseldi. Bunu gazeteler günlük dolar, altın, euro haberlerinin yanında küçük bir şekilde belirtiyorlar. Ülkede en çok okunan gazete son yıllarda resmi gazete oldu. Gece 00:00’da iş güç sahipleri ciddi ciddi her kelimesini okuyor, yorumluyor ertesi güne hazır başlıyorlar. Gelişmekte olmakla gelişmiş olmak arasındaki tek fark en zayıf halka olan alt geliri olanlarında bir şekilde ortalamaya yaklaşmasıyla olur. Gini endeksi her ülke için biliniyor artık. 2018 Yılında başlayan ekonomik dalgalanma stabil hale gelemiyor. Her yıl için bir sonraki yıl planı açıklanıyor. Yapılması gerekenler topluca birlik beraberlik olarak açıklanamıyor. Kamu sayısal olarak çok yoğun ve bürokrasi gerekenden çok yavaş bazen duruyor gibi algı oluyor. Ülkemiz deprem kuşağında. Sismik izolatör yaptıran kaç tane apartman veya bina oldu. Kendi adıma bizim apartmanda hesap çıkarıldı. Kimse onay vermedi. Fiyat yüksekmiş. Bina değerli. Can değersiz. Ekonomik krizin en belirgin özelliği ise gelinen son nokta şudur canını hiçe saymak mala mülke değer vermek. Sonunda ne olduğu 6 Şubatta görüldü. Bazı binalarda rafta duran porselen tabaklar kırılmaz iken karşı caddede hiç bina kalmadı hepsi yıkıldı. Depremde yangında selde yapılanlara bakınca kamu çok kalabalık değilmiş gibi geliyor. Halk el atıyor. Yardım topluyor, yemek dağıtıyor, elindekini paylaşıyor. Yaraları sarıyor. İletişimle ilgili operatörler her olayda sınıfta kalıyor. En gerekli olduğu zamanda çalışmıyor. Fiyatlar 10 kat artmasına rağmen ne internet hızı iyi ne sesle görüşme yapılabiliyor. Bunu halk yapamaz. Her konuda e projeler olması güzel gözüküyor, işlemlerimizi çok hızlı yapabiliyoruz arta kalan zamanda hiçbir şey yapmadığımız için bu haldeyiz.
*Sonuç olarak, alt yapı sağlamlığı kadar binalar sağlam, internet güvenli, işlemler sürekli olur. Yapılması gerekenler aslında çok basit. Yoksulluğun bitmesi. Temel yaşam standartlarını herkes için ulaşılabilir olması. Gıdaya ulaşmayı kolaylaştırmak. Küçük ölçekli çiftçilerin desteklemek ve tarımsal verimliliğin artırmak. Sağlık ve kaliteli yaşam için temel sağlık hizmetlerine erişimi artırmak. Eğitim için yaşam boyu öğrenme fırsatlarını teşvik etmek. Kadınlara hayatta öncelik ve değer vermek. Gençler için uygun iş imkânları yapmak. Dayanıklı altyapıların inşası, sürdürülebilir sanayileşmeyi ve inovasyonu desteklenmek. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde teknolojik kapasiteyi artırmak. Eşitsizlikleri azaltmak. Gelir dağılımındaki adaletsizliklerin gidermek ve fırsat eşitliğini sağlanmak. Herkes için adalete erişimi sağlamak. Hesap verebilir ve etkili kurumların oluşturmak. Kısa bir özet halinde beyan esasına dayalı güvenilir insan olduk mu teknolojiye bile gerek yok. Parmak izi okuma, retina kontrolü, kimlik anlık göstermek…
