Yasemin Bulut Sen Beni Unut
İsim deyip geçmemek gerekli. İsminin anlamını ağırlığını taşıyorsun üzerinde. O nedenle eski Türkler çocuk büyüyene kadar ad koymazlar daha sonra karakterine uygun bir isim koyarlardı. Türklerde çocuklara ad koymak çok önemliydi. Çocuğun ismi ile alın yazısı arasında bir bağ olduğu düşünülürdü. Yeni doğan çocuğa isim koyma törenlerle olurdu. Konulacak adın uğurlu ve yakışan bir isim olmasına çok dikkat edilirdi
Yasemin BULUT olarak dünyaya merhaba demişim. Çiçek kadar narin, kırılgan , ince, bulut kadar hafif. yumuşacık, o kadar beyaz, o kadar yumoş yumoş pufuduk pufuduk bembeyaz pamuk tarlası gibi yumuşacık anne kalbi gibi. 26 sene de Bulut gibi hafiftim ta iki evlenip soyadım GÜÇLÜ olana dek . Omuzlarıma güçlü olma ağırlığı yüklendi. Soyadım gibi güçlü olmak zorundaydım. Öyle de oldum ya da öyle durdum.
Çocukken her bayram ziyaretine gittiğimiz Hacer Yenge söylerdi Yasemin Bulut Sen beni unut derken yanaklarımı mıncırırdı nasırlı elleriyle canımı acıtsa da sevgisini hissederdim. Bizim için hazırladığı içinde balon, toka gibi hediyelerin olduğu mendilleri verirdi. Her ne kadar unut dediyse de hala hatırlar rahmetle anarım. Güzel bir çocukluk hatırası olarak kalsın beynimin bir köşesinde.
Şimdi tekrar hafifledim. Yeniden Bulut oldum çünkü. Omuzlarımdan koca bir yük gitmiş gibi. Elbet güzel güneşli günler yaşayacağımız kadar kara bulutları da göreceğiz. Yağmurlar fırtınalar yaşayacağız. Karanlık geceden sonra yeniden güneşin doğacağını biliyorum ya huzurla umutla , sevgiyle yeni güne başlamam için güzel bir neden .Nefes alıyorsak hala bir şansımız var demektir.