Ali Kaya

Ali Kaya

Zalime Korku Mazluma Umut Olmak

Zalime Korku Mazluma Umut Olmak

Yüreğimiz yansa da içimiz cız etse de geçtiğimiz hafta Cuma günü Yeni Zelanda da meydana gelen tümü masum tümü sivil olan ve sadece inanışı gereği ibadethane de ibadet eden dünyanın her bölgesinden gelmiş dili ve rengi farklı olup ama hepsi kardeş olan 49 din kardeşimizin hunharca şehit edilmesini dehşetle izledim. Elimizden gelen tek şey dua etmek ve duamızı ettik. Şehit olanlara ne mutlu ki onlar Abdestli ve Namaz kılarken Allah (cc) huzurunda Allah kelamını telaffuz ederken şehit oldular yüce Allah şehadetlerini kabul eder inşallah.  
 
Son yıllarda batı medeniyetinde hızla artan İslamofobi üzerine tüm İslam dünyası ve özellikle de Başkan Erdoğan’ın batıyı defalarca uyarmasına tenkit etmesine rağmen önlem alınmayıp sanki İslamofobi körüklenmiş ve yine Müslümanlara yönelik saldırılar devam etmiş ve 49 kardeşimiz hayatını kaybederek şehit olmuştur. Evet her gün Suriye de, Myanmar da ve Gazze de Müslüman kanı akmaya devam etmektedir ve  bunu  biz Müslümanların durup düşünmemiz ve ne oldu nasıl oldu yerine  ne yapabiliriz dememiz gerekir. Ancak içimize yüzyıllardır fitne tohumları ekilmiş ve birbirine, din kardeşine güvenmeyen bir ümmet olmuşuz. Söylem de din kardeşiyiz diyoruz fakat eylemde yan yana gelemeyen bir Müslüman ümmeti olduğumuz görüyor fakat Başkan Erdoğan haricinde diğer İslam ülke liderleri  bu konu hakkında bir fikir veya eylem üretememiştir. Umut ederiz ki  İslam işbirliği teşkilatı bu gün yapacağı toplantıda islamofobi hakkında güzel bir karar alır ve bu karar  sadece yazılı bir metin üzerinde imzalanmakla kalmaz  ve bu kararın gereği olan uygulamalar ne ise ona uygun eylem ve stratejiler belirlenir.  
 
Yeni Zelanda da meydana gelen bu menfur saldırı Batı medeniyetinin Batı Felsefesinin ve Batı zihniyetinin çökmekte olduğunu göstermiş ve bunun neticesinde Batılı milletler de İslamofobi artarak devam etmiş ve  artık önlenemez  bir sona doğru yani  faşizme doğru gitmesine engel  olamamıştır. Evet özellikle Batı medeniyetinde faşizm ve İslamofobi büyük bir ivmeyle artarak devam etmektedir.  Evet  camilere saldıran Müslümanları hunharca katleden  katil, bu eylemi gerçekleştirirken  ölüm kusan silahlarının üzerine yazdığı yazılar  ve eylemi gerçekleştirmeden önce  e-posta ile bir manifesto yayınlayarak taa  dünyanın öbür ucundan Avustralya’dan  İslam düşmanlığı ve Türk düşmanlığı yaptığını öğreniyoruz. Evet bizler 31 martta kim belediye başkanı olacak diye düşünürken batılı bir  melun batılı bir  kefere tüm belleğine İslam düşmanlığı ve bir de Türk düşmanlığı ile doldurmuş ve bu eylemi o kini ile gerçekleştirmiştir. Katilin  çoğumuzun bilmediği tarihi savaşları silahına yazarak intikam yeminleri etmiş olduğunu görüyoruz.  Bu tür eylemleri gerçekleştiren katillerin teröristlerin dini dili ırkı olmaz hepsi katildir önce bunu hafızamıza koymamız ve bu tür sapkınlıklara asla mahal vermememiz gerekir. Şimdi içimizden bazı din kardeşlerimiz  savaşalım kafire haddini bildirelim diyen kardeşlerimiz mutlaka vardır bir katilin yaptığı bu hunharca katliamı tüm Hristiyan alemine mal etmek yanlıştır. 
 
Yeni  Zelanda da yapılan bu katliamı protesto etmek için oluşturulmuş platforma bırakılan şu not “ siz benim arkadaşlarımsınız siz ibadet ederken ben nöbet tutacağım” yazan Hristiyan bir çocuğun veya yine benzer bir yazıyla İngiltere de Medine Camisi önünde nöbet tutan Andrew Graystone Hristiyan değil mi veya Yahudi birinin açtığı pankartta  “ Yahudi kuzenleri olarak Müslüman kuzenlerimizin arkasındayız” yazan pankartları taşıyan Yahudilere bunu nasıl izah edeceğiz. Evet terörün veya katilin dili dini ırkı olmaz ve asla hoş görülmez. Ve bizler savaşalım cihat edelim batılı sapıklara katillere  hadlerini bildirelim ama masum Hristiyan veya Yahudiye veya Ateiste bunu nasıl reva görelim bunu nasıl içimize sindirelim gelin  biz  önce kendimize bir çeki düzen verelim.  Evet, cihat sadece silah ile yapılmaz nesillerimizi yıllardır batının oyuncağı olmaktan kurtarmamız için önce kendimiz bir gayret sarf etmeliyiz kendimiz önce dinimizi öğrenmeli ve tatbik etmeliyiz. Gelecek nesillere bunu aktarabildik mi işte o zaman bize karşı oynanan oyunlara yöntem ve şekli nasıl olacaksa öyle cevap verecek hale geliriz. Tıpkı İstanbul’un fethinde Ortadoks Grandük Notaras “Şehir de Kardinal külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim “ sözünü söyleten ecdad gibi olabilmeliyiz. Yani Zalime Korku Mazluma Umut Olabilmeliyiz.
SAYGILARIMLA

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Kaya Arşivi
SON YAZILAR