Osman Uzunkaya

Osman Uzunkaya

Sevgiliye Mektup

Sevgiliye Mektup

Niçin gülmez yüzüm? Niye mevsim yaz iken, zemherinin iliklerime dek işleyen ayazı hüküm sürer zavallı gönlümde? Neden bıçak yarası varmışçasına sızlar durur yüreğim? Niçin dermansız acılar içinde debelenir dururum bilmem ki? Bu attığın kör kuyunun dibinde daha ne kadar kalacağım, söyle? Niçin sensizliğe mecburum ve mahkûmum sebep ne? Bir yarım sende, diğer yarım eksik ve kifayetsiz; gelirsen tam olacağım. Beni cami avlusuna terkedilmiş bebekler gibi terk edip gitme buralarda. Beni yalnız, beni sensiz beni nefessiz bırakma, ne olur.

Sana olan aşkımı dizelere döktüm sonunda. Dizeler daha tesirlidir, gönle dokunur derler. Umarım gönlüne dokunur, anlarsın beni, duyarsın sesimi.

Sen yoksan yanımda eksikliyim ben/Dilim lâl olur söz söyleyemem/Sen yoksan yok olur bütün varlarım/Kara kışa döner baharlarım/Sen yoksan değişir tüm ezberlerim/Söner gökyüzündeki fenerlerim/Sen yoksan günler ay olur aylar yıl/Hasretin bende bırakmaz akıl/Sen yoksan!

Aşkımı dizelerin yelesine bindirip, seher yelinin maharetine teslim ettim; sana olan sevdamı gönlünün gül kokulu atmosferine fısıldasınlar diye. Dilerim daha fazla sürmez bu ayrılık, inan ne dayanacak gücüm ne de bekleyecek zamanım var!

Biliyor musun hayatım seni tanımadan önce ve sonra diye iki evreye ayrıldı seni tanıdıktan sonra. İtiraf edeyim seni tanımadan önce hiçbir şey duymaz, bilmez ve hissetmezdim tıpkı duygu yoksunu bir insan gibi. Rüzgârın önünde kuru bir yaprak misali savrulur dururdum sağa, sola. Seni aşk ve hüzünle birlikte tanıdım. Ancak sen gittin hüznün kaldı, hasretin yara oldu buruk gönlümde. Biliyor musun, yüreğimi de alıp götürdün nasıl yaşayacağımı hiç düşünmeden. Ben seni delicesine severken senin umurunda olmamam öylesine acı, öylesine hüzün verici ki anlatamam.

Seni tanıdıktan sonra bildim bilmediklerimi. Hani demiştim ya, hayatım iki evreye ayrıldı diye. Sana yazdığım şu dizelerde anlattım hissettiklerimi:

Seni tanımadan önce bilmezdim toprağın koktuğunu/Güneşin ısıttığını, rüzgârın üşüttüğünü/Renkleri siyah ve beyazdan ibaret sanırdım/Bilmezdim yeşili, kırmızıyı, maviyi/Bakmazdım gökyüzüne/Yıldızlarla konuşmaz onlara isim takmazdım/Ve ağlamazdım çocuklar gibi.

Bu son dizelerimle sana; “Allaha ısmarladım” diyorum. Umuda yelken açtım, seni bekliyorum.

Aşkı arar iken ben, sana geldim buldun dem/Yoğur beni yeniden, mayam çamur harçtır benim/Yolum uzun hasret acı, oldum kendime yabancı/İçim sancı dışım sancı, gözlerim hep yaştır benim/Aşkın çekilmez çile, seni sevdim düştüm dile/Adımı bir sorun hele, adım çilekeştir benim/Ey sevgili güller gülü, aşk bahçesinin sümbülü/ Hele bak bir gör halimi, ıstırabım aşktır benim/Köle olayım yanında, istersen sat pazarında/Yaşadığım her anımda, işlediğim suçtur benim/Sen cansın ben cananım, sana akıp çağlayanım/Baştan aşağı yalanım, tek gerçeğim aşktır benim.

Ey! Sevgili, güller gülü..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Uzunkaya Arşivi
SON YAZILAR