Şenol Metin

Şenol Metin

Karma eğitimi tartışmak laikliğe zarar verir mi!

Karma eğitimi tartışmak laikliğe zarar verir mi!

Bugünlerde Karma Eğitim tartışması yine gündeme gelmeye başladı. Çok teknik, pedagojik düzlemde kalması gereken bir konuyu yine ilerici-gerici, laiklik-dindarlık ideolojik düzlemine çekerek konuyu tartışılabilir olmaktan çıkardık. Halbuki o kadar teknik ve pedagojik bir konu ki…

Yapılması gereken eğitime erişim imkanı da dahil olmak üzere eğitimin başarısı üzerine olumlu etki edip etmediğini tespit ile sınırlı bir konu.

Öncelikle karma eğitimin tek bir seçenek olarak zorlanması ideolojik olarak eskiye dayalı bir geçmişi olsa da 28 Şubat sonrasında 1999’da uygulanmaya başlamıştır.

Talim ve Terbiye Dairesi’nin karşı çıkmasına rağmen zamanın Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin zorlaması ile 1927 yılında karma eğitimi öngören bir tasarı hazırlamış ve fiili olarak karma eğitim uygulanmaya başlamıştır. 1973’te kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. Maddesinde Milli Eğitimin Temel İlkeleri’nden birisi de ‘Karma eğitim’ olarak belirlenmiştir. Kanun’a göre “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.”

Milli Eğitim Temel Kanunun verdiği istisnai uygulama imkanlarından yararlanılarak az da olsa kız okulları, erkek okulları 1999’a kadar eğitim sistemimizde vardı. 1999’a kadar Kız Okulları, Erkek Okulları ve Karma Okullar yan yana eğitim öğretim hizmeti sunar iken 28 Şubat ertesinde 1999’dan itibaren bütün eğitim kurumlarında karma eğitim tek seçenek olarak topluma dayatılmıştır.

1999’a kadar Kız Meslek Liseleri sadece kızların öğrenim gördüğü bir okul türü iken onun muadili Endustri Meslek Liseleri ağırlıklı olarak erkek lisesi olmakla birlikte karma eğitim yapmakta idi.

Osmanlının son döneminde kurulmuş olan Saint Benoit Fransız Lisesi, İzmir Özel Saint Joseph Fransız Lisesi gibi okullar kız ve erkek olarak ayrı eğitim verirken, İstanbul Erkek Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Çemberlitaş Kız Lisesi, İstanbul Kız Lisesi gibi prestijli okullarda 1999’a kadar kız ve erkek ayrı eğitim yapılırdı.

Konuyu ideolojik bir düzlemden alıp, teknik-pedagojik bir düzleme çekmek gereklidir. Demokratik bir toplumda devletin en önemli görevi toplumsal talebi alıp, onu değerlendirip bunu bir kamusal hizmete dönüştürmektir. Bu nedenle karma eğitimin tek seçenek olarak dayatılmasının antidemokratikliği o kadar nettir ki…

Bir toplumda karma eğitim yanında (kız/erkek) tek cinsiyetli okulların da toplumsal talebin gereği olarak açılması hem demokratiktir, hem de eğitime erişim adına bir seçenektir.

Tek cinsiyetli okulların demokratikliği ve eğitime erişim imkanını arttırması yanında bu iki okul türünün akademik başarısı üzerine de odaklanmak gereklidir.

İngiltere'de Lise Mezuniyet Sınav Sonuçları üzerinden yapılan bir çalışmada en başarılı 50 liseden 27'si kız lisesi olurken, 14'ü erkek lisesidir ve sadece 7 tanesi karma eğitim yapmaktadır.

İngiltere Ulusal Eğitim Araştırmaları Kurumu’nun 2954 lise üzerinde okul büyüklüğü ve tipinin (karma veya ayrı) akademik performans üzerindeki etkileri üzerine yaptığı araştırmada kız ve erkek öğrencilerin akademik kabiliyetleri açısından tek cinsiyetli okullarda daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu saha araştırmalarının ölçekleri büyütülerek yapılmaya devam ettirilmelidir.

Biz ‘tek cinsiyetli eğitim, karma eğitim tartışması laikliğe aykırı mı!’ korkusu ile yapamazken ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton 2001’de senatoda yaptığı konuşmada;

“devlet eğitim sisteminde tek cinsiyetli eğitim seçeneğinin önünde hiçbir engel olmamalı. tek cinsiyetli okulların başarılarını görmek zorundayız. bu okullar öğrencileri ve velileri heveslendiriyor.”

Konuşma sonrasında tek cinsiyetli eğitim veren okulların desteklenmesini amaçlayan ‘hiçbir çocuk geride kalmasın” yasa tasarısı oy birliğiyle kabul edildi.

Almanya’da devlet okullarındaki karma eğitim mecburiyeti 2001 yılında kaldırılmıştır. Devlet okullarını tercih etmek isteyen velilere, ayrı eğitim uygulamasının bulunduğu okullarda/sınıflarda eğitim imkânı sunulmaktadır.

Avrupa Birliği’nde de tek cinsiyetli okul yasağı olan ülke yok. Hatta teşvikler getirilmeye başlandı. Teşvik edilmesinin gerekçesi ise bu okulların akademik başarısı…

Konuyu ve tartışmayı detaylandırmak isteyenler için;

Eğitimciler Birliği Sendikasının Eğitime Bakış Dergisi 22. Sayısı bu başlıkla çıkmış. Konu 2012 yılında bütün boyutları ile analiz edilmiş. Linki;

https://www.ebs.org.tr/ebs_files/files/yayinlarimiz2021/egitime_Bakis_22.pdf

Ayrıca Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) ‘da konuyu bir rapor ile kamuoyu gündemine taşımış. Linki;

http://www.sdam.org.tr/image/foto/2017/11/28/PEDAGOJIK-ACIDAN-KARMA-VE-TEK-CINSIYETLI-EGITIM-MODELLERI_1511876263.pdf

Sonuç olarak demek istiyorum ki;

  1. Tek Cinsiyetli Okul veya Karma Eğitim tartışmaları ideolojik bir zeminde değil, teknik-pedagojik bir zeminde tartışılmalıdır.
  2. Demokratik bir toplumda devlet toplumsal talebi tespit eder ve bu talebi hizmete dönüştürür.

Ha, Bir de; Karma eğitim tartışmalarının laiklikle ilgisi falan da yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi
SON YAZILAR