Seçim biteli bir hafta oldu nihayet… Söyleyen söyledi, dinleyen dinledi. Yeter mi yetmez, biter mi bitmez. Bitmemeli zaten. Bitecek olan şey sadece dedikodu olmalı bitmeyecek olan bu ülkenin, bu toprakların, bu milletin bekası, huzuru, istikbal ve istiklali üzerine dertlenmektir.

            Bak Şimdi, bitmesi gerekenler sığ çekişmeler, basit çıkarlar, kandırmacalı matematik hesapları, ideolojik saldırganlıklar ve “bak ben demedim mi” bilmiş halleridir… Bitmemesi gerekenler ülkeyi şartsız sevmek, milleti millet olarak benimsemek, vatan için fedakarlıktan vazgeçmemektir…

            Ne dün kavga edildi bu topraklar için ne yarın sona erecek. Mesele şu ki ben bu ülke bu topraklar için nasıl bir yarın tahayyül ediyorum?

            Bak şimdi tam da bu yüzden, seçimi kazandım diyenler neyi kazandığının ve bu kazanmanın sonucunda neyi yüklendiğinin bilincinde ve farkında olmalıdır. Her şeyi doğru ve isabetli yaptığın için kazanmış değilsin ve hatta kazanmak dediğin şey sayılarla ölçülebilen bir şey ise bu rakamlar gün gelir yarın değişebilir.

            Bak şimdi tam da bu yüzden yani yarın sayıların değişebileceğini düne bakıp görmen gerekir. Nitekim milyonlarca “evet” birer birer sayılıp yekûn teşkil ediyor. Bu teşkilin ne anlama geldiğini iyi tahlil etmek mecburiyetindesin.

            İç ve dış düşmanlar, sinsi planların peşinde olan mihraklar boş durmuyor, durmayacak. Bunu seçimin galibi de kaybedeni de bizzat bilmek durumunda. Boşa söylenmiş, hayal mahsulü, üretilmiş komplo teorileri değildir. Bunu bilmek, bildirmek ve yeni nesiller için bilinç ve uyanıklık düzeyinde tutmak zorundasın.

            Bak şimdi, madem seçim bitti, dönüp düne bakacak ve yarın için yol haritası çizeceksin. Misal, “hele seçim bitsin çekilecek kulaklar varsa çekilir” sözünü boşa çıkarma. Kimin ne sorumluğu varsa, kim kişisel çıkar ve hesapların peşine düşmüş, kim makam ve mevkii ülkü ve ilkenin önüne koymuşsa sor, öğren ve çek kulaklarını.

            Bak şimdi, sen bu kadar insanın oyunu alıp meclise gittin ya… Kulaklarını tıkadın hatta, o isim varsa oy da yok diyen onca laf duydun, duymazdan geldin. Öyle işler yap ki boşa çıkmış olsun laflar, dedikodular.

            Mesela, ötekinden daha az oy aldığın için ona buna saldıran, küsüp dağa çıkan, ağlayıp sızlayan durumuna düşme, düşme de bu hal nedir, nedendir diye bir sor. Kaybettiğin için kazananı karalama, aynı yolda yan yana olacağız, gemi aynı gemi…

            Bak şimdi, hazımsızlığın yüzünden, çekememezlikten, kızgınlıktan aklı selimden uzaklaşma. Bir dön bak ülkeyi parçalayıp bölmek isteyenler kiminle kol kola, hangi ülkelerin himayesinde? Hangi Avrupalı hangi batı senin ayağa kalkmandan rahatsız değil ki…

            Dönüp bakacağız hepimiz şapkamızı önümüze koyup, bilinç halinde bilinçle, uyanık halde dinçlikle…