Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Meram'da iki asırlık anıt ağaç

Meram'da iki asırlık anıt ağaç

Doğasever biri olarak Meram bölgesindeki endemik türler hakkında son 5 yıldır araştırma yapıyorum. Yüzlerce makro ve mikro fotoğraf çekimi yaptım. Meram bölgesinde bulunan yakından incelediğim üç tane anıt ağaç bulunuyor. İlki rahmetli Mümtaz Koru çeşmesi başında 215 yaşında Doğu çınarı bir anıt ağaç bulunuyor. İkincisi Meram Yeni yol caddesi Hacı Şaban sokakta 430 yaşında ve üçüncüsü ise yazımıza konu Yaka Meram tarafında Ön Çakıllar sokakta Çalıkuşu kuşu camisinin önünde bulunuyor.

whatsapp-image-2025-08-30-at-00-16-29.jpeg

Konya’nın kadim mesire ve yeşil alanı olan Meram sadece bağ ve bahçeleri ile değil anıt ağaçları ile de literatüre geçmiştir. Yaka Meram tarafından Meram’a doğru giderken Kasım Halife camisine varmadan sağ taraftaki sokakta bir anıt ağaç vardır. Hiç dikkatinizi çekti mi? Genelde bu sokaktan çıkınca soldan Dere tarafına sağdan ise huzur evi tarafına ve yeni moda kafelere ulaşılır. Ayrıca tıp fakültesine ve Akyokuşa çıkmak için de kestirme yol olarak kullanılır. Acemi şoförler için iyi bir güzergâh olan bu dik ve yokuş sokağa tırmanmadan önce hemen sokağın başındaki Çalıkuşu camisinin önünde haşmetli ve büyük bir anıt ağaç var.

whatsapp-image-2025-08-30-at-00-16-28-1.jpeg

Birkaç kez bu yüce ağacı inceleyip çekim yaptım. Bu ayın ortalarında tıp fakültesine değerli refikamın tedavi ve tetkikleri için gittik. Sağlık işlemleri tamamladık ve Meram Gödene Toki’ye dönüş yaparken cami önünde aşırı sıcaklar nedeniyle su molası verdik. Sağlık ocağı içindeki hayrat su çeşmesi kesik olunca mecburen her cami yanında bulunan şadırvan ve WC kısmından su doldurup elimizi yüzümüzü yıkayıp az biraz acı da olsa sudan istifade ettik. Anıt ağacı yakından incelediğimde üzerine çakılmış koruma plakasında ağaç türü olarak “Saplı Meşe” yazıyor. Ağacın yarısı kurumuş, bir kısmı da kanser olduğu için yüzeyi tıraşlanmış. 2019 yılında ağaç gövdesini ihya ve koruma çalışması yapılmış. Kuruyan yüzeyi ilaçlanarak koruma altına alınmıştır.

whatsapp-image-2025-08-30-at-00-16-28.jpeg

Günümüzden iki asır önce 1803 yılında ağacı diken yeşil sever ve hayırsever Konyalı hemşerimiz kimdi acaba? Gölgesinde kimler dinlendi? Rüzgarla dalgalanan yapraklarının sesi ve hışırtısı kimlere serinlik verdi. Bağına bahçesine ve huzur evine doğru yürüyerek çıkan sokağın başında kimler nefeslenip yokuşa doğru yürüme direnci kazandı bilinmez. Ama her kim ki geldi geçti ise bu ağacı dikene ve koruyarak bugüne gelmesini sağlayan banisine ve mahalle sakinlerine hayır dualar ettiği kesin.

whatsapp-image-2025-08-30-at-00-16-26.jpeg

Saplı Meşe ağacı demişken hemen avucumuzun içindeki internet ve arama motoru hazreti Google baktığımda Wikipedia hemen bir sayfa açtı: "Quercus robur veya Saplı meşe, Quercus cinsine bağlı bir bitki türüdür. Doğal yayılım alanı Avrupa ve Kafkasya'nın batısını içeren ağaç, ılıman bölgelerde yetişebilir. Saplı meşe, yaprak döken büyük bir ağaçtır. Gövdesinin çapı 4-12 metreye çıkabilir. Saplı meşe, toprak şartlarına ve karasal iklime çok dayanıklıdır, ancak verimli ve iyi sulanmış toprakları yeğler. Olgun ağaçlar sele dayanır.

Meşe ağacı uzun ömürlüdür. Dalları büyük, geniş bir taç gibi ağacın tepesinde düzensizce yayılır. Doğada birkaç yüzyıl yaşayabilseler de en uzun ömürlüleri, insanlar tarafından budananlarıdır. Budama, ağacın sağlığını iyileştirmese de potansiyel ömrünü uzatır. Saplı meşe palamutları Sincap ve Alakargalar için önemli bir yemiş deposudur. Mobilya sektöründe kullanışlı bir türdür." (https://tr.wikipedia.org/wiki/Sapl%C4%B1_me%C5%9Fe)

Orman Genel Müdürlüğü sayfasında teknik detaylar ve Türkiyedeki tüm anıt ağaçlar hakkkında detaylı bilgiler yer alıyor. “Tür olarak ise Avrupa, Türkiye ve Kafkasya'da geniş bir yayılışı vardır. Ülkemizdeki genel yayılışını Trakya, Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu'da yapmaktadır. 400-500 Yıl hatta bazen 1.000 yıl yaşayabilen çok boylu bir orman ağacıdır. Ormanlarda yamaç eteklerinde, taban suyu yüksek düzlüklerde, dere içlerinde küçük gruplar halinde veya tek tek bulunur. 100-2.300 metre rakıma kadar yayılış gösterebilir. Ilıman sonbahar ve kış donlarına karşı mutedil derecede duyarlıdır. Soğuk iklim şartlarına kısmen dayanıklıdır. Isı isteği çoktur. Ilıman iklimler ve nemli yerlerde daha çok gelişim gösterir. (https://www.ogm.gov.tr/.../yara.../haftanin-agaci/sapli-mese)

Meşe olur da endemik açıdan ve ekonomik açıdan birçok yararı olmaz mı? 25 metreye kadar uzayabilen yaprak döken bir ağaçtır. Kerestesi oldukça dayanıklı bir malzeme olduğundan günümüzde mobilya, fıçı, kaplama, kasnak ve parke imalatında kullanılır. Böcekler, kuşlar ve memeli hayvanlar için değerli bir gıda kaynağıdır. Yapraklarında, tomurcuklarda ve palamudunda çok sayıda böcek yaşar ve meşe palamudu bazı kuşlar ve küçük memeliler tarafından yenir. Meşe üzerinde çeşitli mazı sinekleri tarafından meydana getirilen mazılar (gal) boya endüstrisinde ve derilerin tabaklanmasında kullanılmaktadır. Ayrıca, bu böcek galleri siyah mürekkep yapımında kullanılır. (http://ibuflora.ibu.edu.tr/tur/quercus-robur)

Hacettepe üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada ise: Meşe ağacı en iyi kazık materyalidir.

  • Ayrıca Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay, mide ve bağırsak kanamalarını iyileştirir.
  • Peyzaj, mobilya, yapı işleri, ev ve süs eşyaları, yakacak ve meyve üretiminde
  • Rüzgâr perdesi olarak kullanılmaktadır,"

Denilmektedir. (https://hubiom.hacettepe.edu.tr/a/043.html)

Prof. Dr. Faik Yaltırık tarafından hazırlanan "Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu" isimli kitapta ülkemizde 17 adet meşe türünün doğal olarak bulunduğu belirtilmektedir. Meşe kelimesinin ise köken olarak Farsça “Bişe” kelimesinden gelmektedir. Meşeler anatomik yapılarına göre üç ana türe ayrılmaktadır. Ak meşeler, Kırmızı meşeler ve her dem yeşil meşeler. Fotoğraflarını çektiğim Saplı meşe birinci tür yani Ak meşe sınıfındandır. (Prof.Dr. Faik Yaltırık, İÜ. Orman Fakültesi, 1984, İstanbul, Tarı, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı Genel Müdürlüğü yayını)

Anıt ağaçlar, doğanın kendilerine bahşettiği uzun ömürlerinden ötürü geçmişi geleceğe bağlayan, değeri tartışılmaz zenginliklerimizdendir. Bu ağaçların korunması hem genç beyinlerde soya bağlılık duygularını geliştirmekte hem de doğa sevgisi ve çevre bilincinin kökleşmesine aracı olmaktadır. Toplum belleğini diri tutarak, kuşaklar arasında köprü işlevi gören bu yaşayan kültürel mirasların korunması, gelecek kuşaklar için yapılması gereken önemli bir görevdir. Toplumun ortak mirası olan bu ağaçların korunabilmesi, onlara mutlak özel ilgi gösterilmesi ve bunların ancak topluma mal olması ile mümkündür. Aynı zamanda bulundukları ortamda belki de yüzlerce yıl boyunca ekolojik uyumluluk sergileyen ve varlıklarını devam ettirebilen anıtsal nitelikteki bu ağaçların, bilimsel kriterler ışığında ve çok yönlü olarak değerlendirilmesi gerekir.

Ülkemizde 9369 tane anıt ağaç bulunmaktadır. Konya'da 701 yıllık Akşehir Doğu çınarı, 367 yıllık Sarayönü Boylu Ardıç, Güneysınır ilçesindeki 1001 yıllık Kokulu Ardıç ve Taşkent ilçesindeki 2001 yıllık Kokulu Ardıç endemik zenginlik kaynaklarının başında gelmektedir. (https://www.anitagaclar.gov.tr/proje-hakkinda)

Türkiye'de anıt ağaçların tespiti 10 Eylül 2020 tarihinde yürürlüğe giren 110 sayılı Sayılı Tabiat Varlığı Olarak Belirlenecek Anıt Ağaçların Tespitine İlişkin İlke Kararına göre yapılmaktadır. Anıt ağaçları koruma görevi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir. Anıt ağaç statüsünde olduğu tespit edilen ağaçlar için bazı özel bakım çalışmaları yapılır ve onlara zarar veren eylemler için cezai yaptırımlar uygulanır.

Hülasa Anıt ağaçlar şan, güç, zenginlik ve ululuğun sembolü olarak kabul edile gelmiştir. Mitolojik öykülere ve destanlara konu olmuştur. Yer aldıkları bölgenin turizm faaliyetlerini güçlendirme potansiyeli bakımından da önemli kabul edilirler. Bu bağlamda Konya'mızın endemik zenginliklerinden olan anıt ağaçların değerini ve kıymetini unutmamak gerekir. (https://www.yenihaberden.com/endemik-vatan-turkiye-14049yy.htm)

Konya merkezde bulunan benzer asırlık ağaçlarla birlikte Meram bölgesinde bulunan anıt ağaçlar turistik gezi rotalarına dahil edilmelidir. Doğayı tanıma gezileri kapsamında öğrencilere yönelik geziler yapılmalıdır. Şair bu vatan kimin derken, bu vatan için hayatını vermekten çekinmeyen kınalı kuzuların bir emaneti olduğu kadar flora faunası ile, bitki dokusu ile ve ağaçları ile benim, senin, onun ve bizlerindir. Bu duygu ve düşünce ile yer altı ve yer üstü zenginliklerimize, anıt ağaçlarımıza ve “endemik “Türkiye’ ye sahip çıkanlarındır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi

Siber Evrende Dijital Yetkinliğe Erişmek (2)

01 Aralık 2025 Pazartesi 00:01

Güz Gülleri Açmaya Devam Ediyor

17 Kasım 2025 Pazartesi 00:03

Gazyağcı çeşmesi himmet bekliyor

03 Kasım 2025 Pazartesi 00:02

İğdeler Meyveye Durdu

20 Ekim 2025 Pazartesi 00:02

Güz gülleri

13 Ekim 2025 Pazartesi 00:02

Sille’den kahırlı değil normal geçtim.

29 Eylül 2025 Pazartesi 00:02