10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü geride kaldı…

Neredeyse her kurum ve kuruluştan, her siyasiden kutlama mesajları geldi. Hatırlayanımız, arayanımız, soranımız çok oldu.

Sağ olsunlar, hatırlayanımız çok oluyor böyle günlerde.

Büyükşehir Belediyesi, Selçuklu, Karatay ve Meram Belediyesi, Eğitim Bir-Sen, Gazeteciler Cemiyeti, Konya Mimarlar Odası gibi kuruluşlarla birlikte özel sektörden Orweld ve Sena Altınyıldız gibi firmalar hediyelerini gönderdi.

Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, AK Parti Konya İl Kadın Kolları Teşkilatı, AK Parti Selçuklu Kadın Kolları Teşkilatı, Eğitim-Bir Sen, Meram Şifa Hatun MTAL, Mahmut Sami Ramazanoğlu İHL, Emlak Katılım, Ensar Vakfı, Konya şeker gibi kuruluşlar ve değerli iş insanı Ali Kanarya ağabey bizzat ziyaretimize geldi.

Ayrıca Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuklu, Meram, Karatay Belediyeleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla şehir genelinde faaliyet gösteren basın-yayın kuruluşlarının yöneticilerini ve çalışanlarını Selçuklu Kongre Merkezi’nde bir araya getirdi.

Yani anlayacağınız bizim için dolu dolu bir hafta oldu.

Her zaman başkalarının haberini yapmak için gittiğimiz programlara misafir olarak katıldık, haberlerin ana konusu olduk.

Bizi hatırlayan, değer veren herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Hatırlanmak gerçekten güzel bir duygu.

Bu kadar güzel gelişmelerden bahsettikten sonra olumsuz düşüncelerimi aktarmak istemezdim ama bam teline de biraz dokunmak gerekir diye düşündüm.

Konya basını her zorlukta ve her şartta işini en iyi şekilde yapmak için gayret ediyor.

Şehrin gelişimine, büyümesine büyük katkı sunarken, Konya’nın savunmasında da önemli bir rol oynuyor. Konya’yı ilgilendiren her meselede inisiyatif alarak en önde yer alıyor.

Bu anlamda Konya basınının şehre maddi ve manevi anlamda çok büyük katkısının olduğunu söylememiz gerekiyor.

Medyadaki dijitalleşmeyi de göz önüne aldığımızda, bilginin yayılma hızı oldukça arttı. Bu gelişmeler elbette biz gazeteciler için önemli avantajlar sağladı. Fakat bunun yanında, güvenilirlik ve etik problemler çığ gibi büyüdü. Yalan-yanlış haberlerin geniş kitlelere kolaylıkla yayılması inanılmaz boyutlara ulaştı. İşte bu bilgi kirliliği özellikle gazetecilere yeni bir misyon yükledi.

Gazeteciler, hızlı ve doğru haber yapma görevinin yanında, aynı zamanda yalan-yanlış haberlere karşı da büyük bir savaş vermeye başladı. Gazeteciler, bilginin akreditasyonu noktasında aranan kişiler oldu.

Gazeteciler aynı zamanda Konya ile ilgili ardı arkası kesilmeyen yalan haberler ve karalama kampanyaları ile ilgili hem mücadele hem de karşı kampanya başlatma misyonuna ulaştı.

Bütün bunların yanında şehrin ve toplumun yaşadığı her türlü olağanüstü durumda etkili bir koordinasyon ve bilgi akışı sağlanması adına da büyük bir sorumluluğu yerine getirdi.

Bu anlamda sadece Konya’nın değil, tüm şehirlerin yerel basınına sahip çıkması hayati bir önem arz ediyor. Bilginin böylesine hoyratça kullanıldığı bir dönemde, basını güçlü olmayan şehirlerin; ne sanayide, ne yerel yönetimde, ne sivil toplumda, ne eğitimde ne de diğer alanlarda başarılı olması mümkün görünmüyor.

Kısacası yerel basına hak ettiği değerin mutlaka verilmesi gerekiyor.

Yerel basın, şehirlerin gücünü artıran en önemli silahlardan biridir. Basını güçlüyse, şehirler de güçlüdür.

Ama basına hak ettiği değeri vermeyen şehirler, günün birinde bir sıkıntıyla karşılaşınca hakkını savunacak mecra bulamaz!

Konya resmi kurumlar, özellikle de belediyeler basına gereken desteği veriyor. Birkaç sendika ve markayı saymazsak, Konya’da basına destek veren, basını önemseyen pek kimse yok ne yazık ki!

Bu şehirden para kazanan, şehrin nimetlerinden zenginlik elde eden ama bu şehrin hakkını hukukunu her defasında koruyan Konya basınına hiç önem vermeyenler buradan kendine pay çıkarabilir.