Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Buna da çökmezsin bee!

Buna da çökmezsin bee!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra yaptığı çıkışlarla sık sık Türkiye gündemini meşgul eden Ekrem İmamoğlu kaldığı yerden devam ediyor.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da bir noktaya bir taş parçası yerleştirse, mezarlığa bir ibrik assa, kaldırıma bir çiçek ekse, yaptığı bu küçük hizmetlerin onlarca katı kadar bedeller ödeyerek reklamını yapıyor. Sonra da bu reklamlar ve ajanslar aracılığıyla büyük bir PR kampanyası başlatıyor. Sosyal medyadaki sazanlar da İmamoğlu’nun bu kampanyalarına her zamanki gibi sorgusuz sualsiz atlıyor.

Bir liralık hizmetin reklamı için yüz lira ödemesini bir kenara bırakırsak, bir de rakip partilerin hizmetlerini kendi hizmetiymiş gibi gösteriyor. Siyasete adeta yeni bir soluk, yeni bir anlayış kazandırıyor.

Çökme siyaseti!

İstanbul onlarca sorunla uğraşırken, İstanbullu için hayat her gün neredeyse zehir olurken, ulaşım başta olmak üzere pek çok alanda sıkıntılar diz boyuyken cast ajansları ve PR elemanları ile derdini dinlemediği İstanbullulara mesajlar veriyor.

Aslında sadece İstanbullulara mesaj vermiyor.

Görevi gereği yerelde siyaset yapması gerekirken ulusala oynuyor, kendi genel başkanını bile ekarte etmeye çalışıyor.

Her zaman kendine bir yerlerden pay çıkarıyor.

Deprem oluyor, depremden pay çıkarıyor. Yangın oluyor, yangından pay çıkarıyor. Ulusal bir kahraman edalarına bürünüyor.

Onun bu manevralarına aslında hepimiz alışkınız. Ama ne yalan söyleyeyim, deprem bölgesi ile ilgili de PR çalışması yapmaz herhalde diye düşünmüştüm.

Beni yanılttı.

Önce İskenderun limanında çıkan yangın sonrası komik bir algı çalışmasına girişti, sonra Hatay’ın altyapısı ile ilgili ‘rol çalma’ geleneğini sürdürdü. Daha sonra da İstanbul’a bir çivi çakmamasına rağmen kentsel dönüşüm uzmanı oluverdi.

Daha depremin ilk günleri başladı PR’a…

Deprem nedeniyle İskenderun limanında çıkan büyük yangına başta Türk Silahlı Kuvvetleri, Orman Genel Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi, Kayseri, Bursa gibi belediyeler müdahale ederken, bölgeye gönderdiği iki itfaiye aracının görüntülerini ajans marifetiyle dron kullanarak çekip, ‘yangını biz söndürdük’ imajı oluşturdu.

Bunu da büyük bir iştahla paylaştı.

Tabi bu algıya kimse inanmadı. İmamoğlu bir tek kendi genel başkanını kandırdı. Garibim de bunu alıp kullandı.

Biz daha bu algının şaşkınlığını üzerimizden atamadan o bir algı daha patlattı.

Konya Büyükşehir Belediyesi ve KOSKİ ekiplerinin tam 9 gündür Hatay’ın su şebekesini, ana isale hattını, hatta arıtma tesisini onarmasını, su olmayan bölgelere yeni kuyular açmasını, bazı bölgelere tankerlerle içme suyu taşımasını, KOSKİ’nin yerli ve milli yazılımı Coğrafi Bilgi Sistemi KOSKİCBS’ye entegre etmesini değersizleştiriverdi. Bölgeye gönderdiği birkaç İSKİ ekibinin yaptığı ufak çaplı çalışmaları, ‘Hatay’ın su sorunun çözdük’ diye pazarlamayı ihmal etmedi.

Kamuoyu, yaptığı algı yönetimiyle siyasette rol çalma girişimlerine bir yenisini daha ekleyen İmamoğlu’na dolayısıyla tepki gösterdi.

Konya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, Selçuklu, Karatay, Meram ve diğer ilçe belediyelerinin Hatay’da yaptığı hizmetleri paylaşan pek çok sosyal medya kullanıcısı, Konya’yı Twitter’da Türkiye gündeminin ilk sırasına yerleştirdi.

Olması gereken de buydu.

İlk andan itibaren Hatay için koştururken uykusuzluktan bitap düşüp oturduğu sandalyede uyuyakalan Uğur İbrahim Altay’ın emeğine de çökülmesine izin vermedi.

Yahu haydi her şeyi geçtim, insan deprem bölgesine profesyonel muhabirini ve kameramanını gönderip ajans çalışmasını niye yaptırır? Aklım almıyor doğrusu.

Bitti mi? Bitmedi…

Sosyal medyada yazılanlar daha etkileşim almaya devam ederken o yeni bir konuyla daha gündeme geldi.

İstanbullular için depremle ilgili uyarıda bulunup ‘keşke rahat uyuyun diyebilsem’ cümlesini kullanarak kentsel dönüşüme dikkat çekti ama unuttuğu bir şey vardı.

Ak Parti döneminde yüzde 20 olan kentsel dönüşüm bütçesi, İmamoğlu döneminde yüzde 1'e düşürülmüştü.

Gayet normal tabi, reklam bütçesi için bazı konulardan fedakarlık etmek gerekirdi değil mi?

Neyse, bu yazı uzar gider. Daha AFAD’ın deprem bölgesine kurduğu çadır kent için de çökme girişimi yaptığını yazacaktım ama yer kalmadı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi
SON YAZILAR