Hasan Ukdem

Hasan Ukdem

Feth’in imzası: Ayasofya

Feth’in imzası: Ayasofya

Bir milleti millet yapan ana unsurlar, bayrak, marş, dil, din ve tarihin kendine yüklediği misyondur. Bu Türk milleti olarak geçmişten bize kalan değerlere hakkıyla sahip çıkma mükellefiyeti doğurur. Seksen altı yıl önce cami statüsünden müze statüsüne geçirilen Ayasofya Camii, içimizde kanayan bir yara idi. Asil milletimiz için için bu yarayı taşırken vakar duruşunu bozmamış ve sabırla beklemiştir. Ve o gün 10 Haziran 2020 olarak tarihe yazılmıştır, milletimiz de bunu büyük bir coşkuyla karşılamıştır.  
 
Ayasofya her şeyden önce bize ata yadigarıdır. Kılıç hakkımızdır ve bugüne kadar bu topraklar için canlarını feda etmiş şehitlerimizin emanetidir. Milletimiz bu topraklar için cihat ederken, yalnızca taşı torağı değil aynı zamanda bu topraklar üzerinde kurduğu dini ve milli değerleri için de savaşmıştır. Çanakkale’de ve kurtuluş savaşında şehit olan neferlerin gayesi de bütün cephelerde olduğu gibi ilahi ilahıkelimetullahı korumak ve yüceltmek adınaydı. Bu milletin bayrağını, namusunu ve şerefini korumak içindi. Maalesef ki kurtuluş savaşından sonra yendiğimiz milletlerin savaşla sınırlarımıza sokamadıkları yaşam tarzlarını, barışta birçok anlaşmalarla bize kabul ettirdiler. Burada şu suçlu bu suçlu tartışmasına girmeyeceğim.  Ayasofya da bu düşüncenin ve bu girişimlerin sonucu olarak müze haline getirilmişti. Ve artık milletimiz kendi değerlerine sahip çıkmaya başladı, ülkemizi yöneten iktidarın büyük gayretleriyle yeniden dirilişin başladığını söyleyebiliriz ama daha çok uzun bir yolumuz var. 
 
İstanbul’un feth’i bilindiği üzere, Peygamber Efendimiz’in müjdesi hasebince daha değerli bir konumdadır ve bu büyük feth’i gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı cami yaparak, feth’in imzasını atmıştır. Ayasofya Türk milletinin ve İslam ümmetinin bağımsızlık belgesidir. 
 
Şimdi biraz Ayasofya hakkında tarihi bilgilere bakalım. Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yaptırmış olduğu en büyük kilise olan Ayasofya, aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megala Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5. yüzyıldan itibaren ise Ayasofya (Kutsal Hikmet/Bilgelik) olarak tanımlanmıştır. Ayasofya, Doğu Roma İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak katedral işlevi görmüştür. Yapının adının nereden geldiğine yönelik pek çok iddia var. Bu iddialardan biri de Ayasofya adının Sophia adında bir azizeye dayandığı. Kaynaklara göre Ayasofya adındaki "aya" sözcüğü "kutsal, azize", "sofya" sözcüğüyse herhangi bir kimsenin adı olmayıp Eski Yunancada "bilgelik" anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Fatih Sultan Mehmet’in 1453’teki fetihten sonra kilisenin adı, günümüzde de kullanıldığı hali olan Ayasofya’ya çevrildi. 
 
1500 yıllık bir geçmişe sahip olan bu yapı, İstanbul’un fethiyle Türklere, dolayısıyla İslam'a geçmiştir. Bu bizim hem hukuki hem de dini olarak hakkımızdır. Bu haktan feragat etmek hem ırkımıza hem de dinimize ihanettir. Neyse ki bu arızi durum düzeltilmiş ve Ayasofya ezana ve namaza kavuşmuştur. Gerçi ezan zaten okunuyordu ama şimdi gerçek manasını bulmuş oldu. Türk’ün türküsünü bilmeyen, Türk’ün inancını görmeyen, Türk’ün tarihine yabancı kalanlar çatlak sesler çıkarsa da kızıl elma yolculuğumuz, Allah’ın izni keremiyle devam edecektir. Yeter ki bu millet kendi değerlerine sahip çıkanları desteklemeye devam etsin, kendine bigâne olanları unutmasın. 
 
Yazımızı son yazdığım bu konuyu da kapsayan şiirimle bitireyim: 
 
AYASOFYA'DA AÇILAN YENİ ÇAĞ 
 
Seksen altı yıldır hicrandı içte 
Güneş tekrar doğdu Ayasofya'da 
Buluştu gönüller sonsuz sevinçte 
Nur zulmeti boğdu Ayasofya'da 
 
Cıvıl cıvıl âmin derken kuşları 
Dua ediyordu duvar taşları 
İmanlı milletin dikti başları 
Her yürek bir dağdı Ayasofya'da 
 
Çözüldü ruhların zikir dilleri 
Seherlerden esti dua yelleri 
Filizlendi çıktı İslâm gülleri 
Her gönül bir bağdı Ayasofya'da 
 
Birden mazlumlara ışık göründü 
Bir kızıl elmaya doğru yüründü 
Toprak can kesildi, aşka büründü 
Düşe umut yağdı Ayasofya'da 
 
Ecdadın ahını kaldırdık bugün 
Aşkın deryasına daldırdık bugün 
Surlara yeniden saldırdık bugün 
Gökler yere ağdı Ayasofya'da 
 
Ümmetin önderi ferdi gözümde 
Ecdadımı duydum kendi özümde 
Bayrağımın alı yansır yüzümde 
Açılan bir çağdı Ayasofya'da 
 
Bu sabah güneşi güzel çeyş yaktı 
O güzel komutan yarına baktı 
Fatih Sultan Mehmet dirilip kalktı 
Akşemsettin sağdı Ayasofya'da 
 
10.07.2020 
 
Sevgiyle kalın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi
SON YAZILAR