Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, biliyorsunuz, salı akşamı bir programda rahatsızlandı. Tekrar tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz, Rabbimiz Cumhurbaşkanımıza sağlık sıhhat afiyet versin, başımızdan eksik etmesin, bu milleti başsız koymasın.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayına tekrar alınması büyük iletişim başarısıdır, bunu da ifade edeyim.

En büyük iletişim kazası olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun,” bayram namazı görüntüleri”ni görürüm, bunu not etmişimdir zihnime, en başarılı iletişim çalışması olarak ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlanmasına rağmen gecikmeli de olsa o canlı yayının devam ettirilmesini ifade edebilirim.

Çok önemli, çünkü hepimiz gözlerimizle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı gördük. Bu toplumda müthiş bir rahatlama oluşturmuştur.

Seçime giden bir Türkiye için inanın o görüntüler tam anlamıyla hayati bir önemdedir.

15 Temmuz akşamı Hande Fırat ile Abdülkadir Selvi’nin birlikte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bağlanarak açıklama yaptırmaları kadar önemli bir iletişim başarısıdır Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayına devam etmesi, bunu tarihe not edelim.

Tabi, Cumhurbaşkanımız gerçekten çok çalışıyor. Gecesi gündüzü yok, o salı gününün programına bakın:

11.00 Anayasa Mahkemesi 61. Kuruluş Yıldönümü Programı

12.00 3500 Engelli Öğretmen Ataması

14.00 Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası Tevcih Töreni

17.00 “Gençlik İçin Hemen Şimdi” Programı (Bu programda onlarca genci birebir dinledi.)

Sonra bir de bunun üstüne canlı yayın…

İnsan vücudunun sınırları belli, zaten son bir aydır nerede ise her gün yoğun programla geçiyor ve derken yoğun bir gün ve bu sonuçla karşı karşıya kalıyoruz.

Şunu çok net ifade edebiliriz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kıymetini bizler tam bilemiyoruz.

Görev verdiği insanların pek çoğu, devlet görevi kutsaldır, mantığı ile görev yapmıyorlar, tuhaf konularla anılmaya başlıyorlar.

Adamı rektör atamış, o üniversitesini dünyanın en değerli üniversiteler statüsüne katmaya çalışmıyor, nefsinin dehlizlerinde gezip duruyor.

Hırs, nefis, haksız kazanç, ihalecilik…

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin ekibinden olmuş insanın anılacağı konular mı bunlar? Allah sana böyle bir onur bahşetmiş ve sen neyle uğraşıyorsun?

Sorumlu davranan o kadar az ki. Hal böyle olunca da aslında bir taraftan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan zihnen de yoruluyor.

Ne diyelim, Allah hepimize akıl, fikir, feraset versin ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yardımcısı olsun.

Evet, bu arada farkında mısınız bilemiyorum ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizi nükleer güç haline de getirmiş oldu.

Dün tabiri caizse çeliğe su verildi. Nükleer enerji üretimi için nükleer yakıt Akkuyu Nükleer Güç Santraline kondu. Aziz milletimize hayırlı mübarek olsun.

Akkuyu Nükleer Güç Santralinin ilk yapım kararı ne zaman alınmış biliyor musunuz?

1965 yılında nükleer santralin kurulmasıyla ilgili ilk araştırma başlatılmış, 1974’te Mersin iline bağlı Gülnar ilçesindeki Akkuyu arazisi ilk nükleer santralin inşaatı için uygun bir arazi olarak kabul edilerek yapım kararı verilmiş, 1976 yılına kadar arazide detaylı zemin araştırmaları yapılmış ve bu incelemelerin sonucunda bu araziye NGS inşaat lisansı alınmış.

Sonra…

Sonra bir babayiğit gelir mi diye bekleme süreci başlamış.

Kayıp yıllar 1970’li yıllar, ne nükleer santrali yapılacak, sağcı solcu diye bölmüşler gençlerimizi, iki kesime de silah veren güç aynı ve ihtilale kadar gençler birbirini kırmış.

1980 ihtilali sonrası Rahmetli Özal gelmiş ama ülkenin o kadar eksiği var ki, yol yapımı ile bile başa çıkılamamış.

Sonra koalisyon girdapları içinde geçen kayıp 90’lı yıllar…

Bugün 1+1+6’lı masa hani parlamenter sisteme özeniyor ya…

O sistem yıllarca bu ülkenin anasını ağlatmış, tek çivi ülke adına çakılamamış, olanlar da gitmiş.

Derken 28 Şubat darbesi…

Ardından dön baba dönelim, Amerika’dan vali isteyelim dönemi…

Ve Recep Tayyip Erdoğan gelmiş de, Allah ondan razı olsun, diğer projeler gibi Akkuyu Nükleer Güç Santrali de yapılabilmiş…

Konuşmak kolaydır sevgili okurlar, boş boş konuşmak ise inanın en kolayıdır.

Sonra avara kasnak gibi olmak var da bunların hiçbirinin ülkeye de aziz milletimize de insanlığa da bir faydası yok.

Dostlar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin yapılabilme başarısı, çok net ifade ediyorum Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ındır, ülkemize onun iradesi bu santrali kazandırmıştır, ülkemizi onun iradesi nükleer güç yapmıştır.

Aslında, SHP DYP koalisyon deneminde de, Rahmetli Özal da, Rahmetli Ecevit de Akkuyu Nükleer Güç Santralini yapmak için ihaleye çıkıyorlar.

Ama kah Kanada firması ile kah Avrupa'lı firmalar ile bu santrali yapmak istiyorlar...

Fakat Amerika Birleşik Devletlerinin sermayesi devreye giriyor, kredi bulamıyorlar ve yapamıyorlar.

Onlar yapamıyor ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rahmetli Atatürk'ün metoduyla denge politikası yürüterek Batılılar ile değil Rusya ile yola yürüyor.

Sonuç, tarihi bir başarı ve Akkuyu Nükleer Güç Santralina yakıt kondu, önümüzdeki süreçte de resmen enerji üretimine, ülkemize katkı yapmaya başlayacak.

Burada en önemli konulardan biri de şu, evet bu santral 15 yıl sonra da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin olacak, hem de hiç para vermeden, kredi kullanmadan, politik zeka ve manevra kabiliyeti ile bu santral ülkemize tarihi bir yatırım olarak kazandırılmış oluyor.

Tekrar tekrar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve emeği geçen herkese şükranlarımızı iletiyoruz, Allah hepsinden razı olsun.

Recep Tayyip Erdoğan iş yapıyor, ülkeyi kalkındırıyor, ülkemizi nükleer güç yapıyor ya, ondan kimse boş boş konuşanların yüzüne bile bakmıyor, aziz milletimiz illaki Recep Tayyip Erdoğan diyor.

Bugün PKK, yandaşları ve onlarla anlaşan CHP başta olmak üzere genel Millet İttifakı üyeleri Akkuyu Nükleer Santraline karşılar ya…

Türkiye düşmanları bu yatırımlar karşısında kuduruyor ya…

İşin sırrı zaten burası, bilginiz olsun. Akkuyu Nükleer Güç Santrali Türkiye’yi gelişmiş ülkeler sınıfına katacak bir yatırımdır, bunu tek başına bile başarır, üretilecek elektrik ile ülkemiz enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak, gençlerimiz nükleer alanında kendini geliştirecek, Türkiye’ye bu konu bambaşka kapıları aralayacak.

Deniz altılarımızda, uçak gemilerimizde nükleer gücü kullanabilme olanakları elde edeceğiz.

Bunlara Türkiye düşmanı sevinemez biliyorum da ey Türk Genci, sen hangi partiye mensup olursan ol, hangi takımı tutarsan tut, gerçeği gör, ülkeni Recep Tayyip Erdoğan geliştiriyor, kalkındırıyor bunu bil ve yapılan yatırımlar neticesinde sen sevin, yatırımları destekle, yatırımlara sahip çık, bu senin geleceğine sahip çıkmandır, bunu da unutma…