Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Tavır sahibi olmamız lazım

Tavır sahibi olmamız lazım

İsrail’e destek veren firmalara yönelik başlatılan boykot büyük ölçüde başarılı oldu, olmaya da devam ediyor. Günlük değil, istikrarlı bir şekilde devam eden boykot çoğu insan için hayat tarzına dönüştü. İnsanlar bu boykot sayesinde ellerindeki gücün farkına vardı. Boykot evirilerek fahiş fiyata ürün satıp açıkça vatandaşı kazıklayan lokanta ve kafelere yöneldi. İstikrarlı şekilde ortalama bir ay devam ederse bu boykotta mutlaka başarıya ulaşacaktır. Umarız zincirleme reaksiyonla boykot hayatın her alanına yayılır. Günün sonunda işini iyi yapanla, tek derdi sadece kısa yoldan kazanç olan ayrılır…

Vatandaşın boykot çabasını kırmaya yönelik özellikle ilgili meslek odaları saçma sapan açıklamalar yapıyor. Böyle olursa işyerleri kapanırmış da, binlerce insan işsiz kalırmış vb. klasik, günü kurtarmak için konuşuyorlar. Fahiş fiyatlarla ilgili her hangi bir adım attıkları, denetim yaptıkları yoktu. Biraz sıkıya geldiklerinde serbest piyasa masalını anlatıp geçiyorlardı. Madem serbest piyasa var, vatandaşın da tüketmeme özgürlüğü var. Hafta sonu boykot kısmen başarılı oldu. Röportaj yapılan işletmeler ortalama yüzde 40 işlerinin azaldığını söylüyordu. Buna hava durumunun kötü olmasını bahane bulup burunlarından kıl aldırmamaya çalışanları da gördük. Diğer taraftan fiyatları uygun yerler doluydu. Zaten bu boykotun bir diğer amacı da işini düzgün yapanı desteklemektir. Rekabetin olduğu yerde işler elbette vatandaşın lehine dönecektir.

Hükümet marketler başta olmak üzere hayatın her alanındaki fahiş fiyatlarla ilgili dişe dokunur bir adım atmayınca iş vatandaşa düştü. Kişisel olarak bu boykotu yapan çoktu, iş artık biraz daha örgütlü bir hâle geldi. Maliyet, satış fiyatı arasındaki makas çok açıldı. İlk başta lokanta ve kafeler salgın dönemindeki kapanmalarının acısını çıkarıyorlardı. Baktılar ki vatandaş sesini çıkarmıyor fiyatlar hep yukarı doğru çıktı. Bir ürüne aynı kalite ve hacimde üretimin devam edilmesi için zam yapılır. Bizde ise hem zam yapılıyor hem de malzemeden çalıyorlar. Porsiyonlar küçülüyor, et, tavuğun gramajı azalırken, sosla, yeşillikle vatandaş kandırılmaya çalışılıyor.

Bugün kaliteli bir kıymadan yapılan etliekmeğin maliyeti taş çatlasa 50 lirayı bulmaz. O da gerçekten yüz gram kıyma kullanılırsa… Fakat lokantalara baktığımız zaman 100 lira ve aşağısında etliekmek yok. Ortalama 150 lira civarına etliekmek yiyeceksiniz. Yanında ayran 25, su 10 lira. Mahalle arasında ya da esnaflara yönelik hizmet veren fırınlarda uyguna satanlar elbette var. Diğerleri “Ne eti kullandıkları belli değil” diyerek onlara da iftira atıp vatandaşın aklını bulandırmaya çalışıyor. Çünkü bunlar da Allah korkusu, ahlâk yok. Çalışmaya, emek vermeye niyetleri de yok. Fiyatı uygun olan yer belki günde bin etliekmek satar. Bunlar ise ortalama, 150, 200 etliekmek artı içecekle daha fazla kâr elde ederler.

Boykotu fahiş fiyatlı her alana yaymalıyız. Yeme, içme sektörünün yanı sıra marketler, kıyafet, akaryakıt, berber vb. artık aklınıza ne gelirse. Ortalama bir saç tıraşına 300 lira isteyen berber boykotu hak ediyordur. Örneğin bir hafta sonu kimse özel aracıyla yola çıkmasa bireysel olarak insanlar çok bir şey kaybetmemiş olur. Fakat akaryakıt sektörü zarar eder. Salgının ilk günlerini hatırlayın sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemde alışılmadık şekilde akaryakıt ürünlerine indirim üzerine indirim yapılıyordu. Çünkü tüketim azalmıştı. Tüketimin azaldığı yerde indirim mutlaka gelecektir.

“Vatandaş dışarı da yiyip içmesin mi niye yaşıyoruz” diyenlere kulak asmayın. Onlar her zaman azınlıkta olmanın değerli olduğunu sanan zavallılar. Polemiğe bile girmeyin, “biz yiyip, içmiyoruz, bizim yerimize de sen tüket” deyin geçin… Kafelerin, AVM’lerin dışında da bir hayat var. Öğrencilik dönemimizde kafe nedir bilmezdik. Lise ve üniversite yıllarımızda Zafer’deki kafeler nedense hep bir karanlık olurdu(!) Arkadaşlarla yazın Alâeddin Tepesi’nin kola çekirdek yapardık. Kışın ise hanların içerisindeki çay ocaklarında buluşurduk. Mesele maddiyat değildi, tavır sahibi olmaktı. O günlerin alışkanlığı ile hâlâ o afili kafelere gitmiyoruz, belediyemizin kafemleri bize yetiyor.

Vatandaş yeni değil son altı, yedi senedir her alanda fahiş fiyatlardan şikâyetçi. Hükümet zamanında önlem alamadığından bugünlere geldik. Bu vesileyle kendisine çekidüzen veren kazanır. Vatandaşla inatlaşan, gerçekleri görmeyen, sudan bahanelere sığınanlar ise kaybetmeye mahkûmdur. Bize düşen tavır sahibi olup boykotu her alanda sürdürmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR