Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Gazze Katliamının Gölgesinde Hanefilik-Mâtürîdîlik Sempozyumu

Gazze Katliamının Gölgesinde Hanefilik-Mâtürîdîlik Sempozyumu

3-4 Kasım 2023 tarihlerinde, Konya Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi olarak “Uluslararası Büyük Selçuklular Döneminde Hanefîlik-Mâtürîdîlik Sempozyumu” düzenledik. Aslında haftalık bu yazımda bu güzel faaliyetten bahsedecektim. Ama… Bugünlerde her ne faaliyet yaparsak yapalım Siyonist İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım karşısında bir anlam ifade etmiyor. Acaba yaptığımız ilmi, fikri ve kültürel faaliyetlerin Gazze’de işlenen insanlık suçlarını önlemede ne gibi bir faydası var? Sorusu aklımızdan hiç çıkmıyor. İşgalci ve hırsız İsrail ve şürekâsı, Gazze’de yaşayan 2,5 milyona yakın insanı; elektrikten, su, gıda ve ilaçtan mahrum bırakarak ölüme terk etti. Bununla da yetinmeyerek dünyanın gözü önünde; çocuk, yaşlı, kadın, hasta, sivil demeden hunharca katlediyor. İnsanlık suçu olmasına rağmen; mabetlere, evlere, hastanelere, okullara, fırınlara, su kaynaklarına saldırmaya devam ediyor. 2 milyar İslam âlemi ise acziyet içerisinde din kardeşlerinin katliamını seyretme ve kınamakla yetiniyor. Kudüs’ü korumak için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı, “bizler silah da dâhil her türlü yardım için Gazze’li Müslümanların yanındayız” diyemiyor. Toplanıp, toplanıp dağılıyor. Artık umudumuz, Müslüman halklarda…

“Kötülükler kılıf değiştirmiş iyilikler gibidir, her kötülüğün zımnında bir iyilik vardır” diyen İmam-ı Gazzali’nin bu sözü, Batı başkentlerinin halk tabanında bir vicdan ve ahlak isyanına dönüşecektir, inşallah. Aksa tufanı İslam’ın lehine bütün Batı sokaklarında bir değişim ve dönüşümün gerçekleşeceğine vesile olacaktır, diye inanıyoruz. Bunun emareleri şimdiden belirmiştir.

Siyonist İsrail işgal ettiği Filistin topraklarda yetmiş beş senedir her türlü zulmünü zamana yayarak hiç ara vermeden devam ettiriyor. Her şey Aksa Tufanı ile başlamadı. Kudüs’te, Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Müslümanlar hiçbir zaman rahat yüzü görmedi. Şimdi İşgalci İsrail nüfus yapısını değiştirmek ve Filistin’in coğrafi bütünlüğünü ortadan kaldırmak için dışarıdan getirdiği katiller sürüsü hırsız yerleşimciler kanalıyla zulmünü daha da katmerleştirdi. Filistinli Müslümanların evlerini buldozerlerle yıkıyor, bağ-bahçelerini talan ediyor, yerleşimci hırsızlar burası İsrail toprağıdır deyip Müslümanların evlerine çöküyor, çıkmayanı da öldürüyor. Nablus’ta Müslümanların iş yerleri ve evleri ateşe veriliyor, Batı Şeria’da tutuklamalar devam ediyor, el-Halil şehrinin sokaklarında oluşturulan turnikelerle Filistinli Müslümanların akrabalarına ziyarete gitmelerinin önü kesiliyor. Her gün her saat, Müslümanlar ve kutsalları hakarete uğruyor ve aşağılanıyor. Yıllardır Gazze’de abluka altında kalan Müslümanlar zaten acıyı, şehadeti yaşıyorlardı. Hamas/İslami direniş örgütü 7 Ekim hareketiyle bütün dünyanın dikkatini Gazze’de yaşanan drama çekti. Hamas, vatanlarını koruyan bir direniş örgütüdür. Yıllarca Siyonist İsrail’in kurucularının her biri bir terör örgütü başkanıdır. Onların her biri Filistin Müslümanlarına karşı en acımasız zulümleri reva gördüler. Bunun en son temsilcisi Siyonist Netenyahu’dur. Sabra-Şatilla kamplarını yerle bir eden ve Müslümanları toptan katleden Siyonistler hakkında neden bir şey söylenmiyor? Neden Siyonist soykırımcılar uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanmıyor? Neden batı insan hakları kuruluşları yanlı hareket ediyor? Bu zulüm acilen durdurulmalıdır. Başkenti Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulması için harekete geçilmelidir. İnşallah bu şerefli işe de önderlik edecek olan aziz milletimiz olacaktır.

Hâsılı, 13. Yüzyılda Büyük Selçuklu Devletinin yaptığı gibi, Müslümanlar arasında dayanışmayı sağlamak ve sonra da bu işe bismillah demek gerekir. Bir an önce Türkiye’nin önderliğinde uluslararası Filistin Barış toplantısı düzenlenmeli, Filistinli gruplar arasında birlik sağlanmalı ve garantörlük fiiliyata geçirilmelidir. Filistin’in varlık-yokluk mücadelesinde bu dönem de kaçırılırsa, Filistin diye bir toprak parçası kalmayacaktır. Herkes elini bu taşın altına koymalıdır. Unutmayalım ki bizim güvenliğimiz de Kudüs’ten başlıyor. Kudüs düşerse, Siyonist İsrail’in arz-ı mevûd politikasının önü açılır. Müslümanlar olarak bu tehlikenin farkında olmalıyız..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi
SON YAZILAR