Hamdi Bağcı

Hamdi Bağcı

Siyonizm okullarda müfredata konulmalı

Siyonizm okullarda müfredata konulmalı

Aslında dünde konuyu bir nebze olsun gündeme getirdim ama üzerinde biraz daha belirgin ifadelerle yazmak istiyorum, evet dostlar, çok net ifade ediyorum siyonizm okullarda müfredat olarak okutulmalıdır. Bu nasıl yapılabilir? Elbette bu konuda eğitim bilimi ile ilgili akademisyenlerimizin görüşü alınmalı, en doğru metotla da konu müfredata konulmalıdır ama elbette benim de bir önerim olacak. Önerimi şöyle izah edebilirim; ilk okul 3’ten başlayarak bu konunun öğrencilerimize, yeni nesillerimize aktarılması sağlanmalıdır. Bunun için de haftada en az 2 saat ders konulmalı, konu bu şekilde ders halinde öğrencilere, yeni neslimize aktarılmalıdır. İlkokul 3’ten başlayacak, ilkokulun tamamında, ortaokulda, lisede ve üniversitede temel ders olarak bu konu işlenmelidir. Derste, siyonizm nedir? Siyonizmin emelleri nelerdir? İsrail projesi nedir? Arzı mevut nedir? Siyonistlerin emelleri arzı mevut ile sınırlı mıdır? Yahudi dininin tahrifi, putperestliğin Yahudi dininde etkileri, fundamentalist Yahudilerin İsrail’de kurduğu eğitim sisteminin yetiştirdiği insan tipolojileri, Yahudiliğin sapkın görüşleri ve insanlığı köle yapma arzuları, siyonizmin dünyayı kontrol etme yöntemleri, paraya hükmetmeleri ve para merkezinde oluşturdukları ve bütün ülkeleri kontrol eden siyonizm hatları, finans sistemleri, akredite edilme kavramı üzerinden dünyanın sömürülmesi, medyanın insanlığı hem fikri hem zihni hem iradi hem de bilinen anlamıyla kısırlaştırmak için nasıl kullanıldığı, siyonizmin yönettiği sinema sektörü ve ürettiği filmler, siyonizmin yönettiği dizi sektörü ve ürettiği diziler, programlar, medya üzerinden yürütülen haber sistemi ve oluşturulan algı çalışmaları, propaganda çalışmaları, eğitim sistemlerini siyonizmin nasıl kontrol altına aldığı, siyonizmin finanse ettiği insanları cinsiyetsiz hale getirme çalışmaları, bu alanda, futbol başta olmak üzere spor, sinema, dizi ve haber gibi alanların nasıl kullanıldığı, aile kavramının nasıl çökertildiği, devletlerdeki siyaset ve devlet kademelerinin siyonistlerce nasıl kullanıldığı, tarımı , tohum sektörünü siyonizmin nasıl yönettiğini, gıda terörü ile insanların nasıl tahrif edildiği, Osmanlı’da siyonizm çalışmaları, Türkiye’nin ilk döneminde siyonizm çalışmaları, ikinci dönemde siyonizm çalışmaları, üçüncü döneminde siyonizm çalışmaları, dördüncü dönemde siyonizm çalışmaları, beşinci döneminde siyonizm çalışmaları, altıncı döneminde siyonizm çalışmaları ve son post modern dönemde siyonizmin çalışmaları, üniversitelerimizde siyonizm çalışmaları, tarikatlarda, cemaatlerde siyonizm çalışmaları, Kürtler üzerinde siyonizm çalışmaları, milliyetçilik kavramıyla siyonizm çalışmaları, ülkemizdeki sol örgütler eliyle yürütülen siyonizm çalışmaları, Türk kavramı üzerinden siyonizm çalışmaları vs. konuları işlenmeli ve öğrencilere, yeni nesillerimize anlatılmalıdır.

Evet bu konular tek tek tahlil edilerek, müfredatımızda okutulmalı ve gençlerimiz eğitilmeli, bilinçlendirilmelidir. Kürt sorunu, medyanın bataklık haline gelmesinin önlenmesi, Suriyelilerin ülkemizden tekrar gitmeleri, Suriye’de kurulması planlanan terör devletinin önlenmesi, kadın ve erkeklerin cinsiyetsizleştirilme çalışmaları, ahlakın bozulması, Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap baharı, ailenin yok edilme çalışmaları, sosyal medyanın hunharca ailenin birliğine saldırması ve çocuklarımızı gençlerimizi birer ahlaksız, köksüz oyuncaklara döndürmesi, bunlara ülkemizin tedbir almaması ve hatta iktidara yakın televizyon kanallarında ciddi ahlaksızlığı pompalayan programların, dizilerin yayınlanması, eğitimin yok edilmesi, dinin ibadet merkezine indirgenmesi… Bakın inceleyin, bütün bu olayların arkasında siyonizm vardır. Siyonizm bombayla, tüfekle, F35’le yapmaz işini, gizli, sinsi ve bireylerin ve toplumların kılcal damarlarına nüfuz ederek faaliyetlerini yürütür emellerine ulaşmaya çalışır.

Ama benim görebildiğim kadarıyla ülkemizde hala ciddi bir tedbir alınmıyor. Hala müfredata siyonizm konmuyor, hala gençlerimize gerçek anlamda dinini ve tarihini okullarımız öğretmiyor, düşmanı öğretmiyor. Oysa bu milletin kodlarını nesillerimize anlatmalı ve aktarmalıyız, köksüz nesiller yetirmemeliyiz, para karşılığında ülkesini satan gençler yetiştirmemeliyiz. Ülkemizdeki bugün en büyük sorun ekonomi değil, bugün en büyük sorun, milli ve manevi değerlerine haiz gençliği yetiştirmede yaşadığımız sorunlardır. Türkiye’nin gençlerinin büyük bir bölümü, özellikle de eğitimli, varlıklı, orta gelir düzeyinin biraz üzerindeki ailelerin çocukları, özel okullarda okuyan gençler, devlet okullarında okuyan gençler, ne tarihlerini, ne kültürlerini, ne devletlerini, ne bu topraklarda olmanın bedelini, ne siyonizmi, ne emperyalizmi, ne de büyük şeytanın yıkıcı oyunlarını öğreniyorlar. Gençlerimiz dindarların da haline bakıp dinden uzaklaşıyorlar, tarih bilincini kesinlikle öğrenmiyorlar. "Emanuel Karasu kimdir?" desek kaç gencimiz bilir? Dost yok, düşman yok. Bizim gençlerimiz Batı’nın, siyonizmin bu kadar kolay oyuncağı olmamalı. Cumhuriyet, Atatürk, Abdülhamit tartışmaları neticesinde bir tarafı tamamen kör, Sevr’i bilmeyen, ülkemizin hangi badirelerden bu noktalara geldiğini bilmeyen, geçmişini, edebiyatını, kültürünü, medeniyetini aşağılayan, tam anlamıyla Batı hayranı kör ve köksüz bir nesil yetişiyor. İşin tuhaf tarafı yıllardır bu böyle. Bu ülkenin üniversiteleri bilim, ilim, irfan, medeniyet öğretmiyor, gençleri dinsiz imansız yapıyor. Üniversite hocaları gençliği dert etmiyor, lise hocaları gençliği dert etmiyor, sivil toplum kuruluşları gençliği dert edinmiyor, savruluşun bu kadarı her türlü ekonomik sıkıntılardan daha büyük bir probleme işaret ediyor, bunu bilmek zorundayız, bunu görmek zorundayız ve bu sorunu Türkiye çözmek zorunda. Çözemezsek çözüleceğiz, çözülüyoruz, bu medya, bu sosyal medya, bu sanat, bu kültür, bu sinema, bu dizi yapısı ile Türkiye geleceğini kaybediyor ve devletimiz eğer bu gerçekleri görmezden gelmeye devam ederse ne yazık ki ülkemizin çöküşüne ön ayak olmuş olacak, devlet zafiyeti kavramı ne yazık ki oluşmuş olacak. Hepimiz İsrail’in asıl amacının Gazze olmadığını her halde biliyoruz. Buna itiraz eden var mı? İsrail demek masum Yahudiler demek değil ki, öyle olsa sorun yok. Adamların eğitim sistemiyle resmen ve alenen fundamentalist terörist yetişiyor. Sadece Müslümanları bile değil, bıraksanız bütün insanlığı Yahudi kölesi yapacak, sapkın, merhametsiz, vicdansız, kendini seçkin sanan, faşist insanlar topluluğuna dönüştürüldü İsrailliler. Bebeklere acımadan katledebiliyorlar. Ve gerçekten küresel anlamda çok güçlüler, ekonomiye, finans sistemine, medyaya, sanayiye, üretime ve aklınıza gelebilecek bütün sektörlere bunlar hükmediyor. Siyonizmin en önemli amaçlarından biri de Türkiye’yi parçalamak, bölmektir, Türkiye’nin büyük bir bölümüne sapkın emelleri neticesinde göz koymuş durumdalar, bunun için de yıllardır Kürt kardeşlerimizi Türkiye düşmanı yapmaya, bölgede bir siyonizm uşağı Kürt devleti kurmaya çalışıyorlar. Bu konular bizim güvenliğimizi tehdit ediyor, bizim geleceğimizi tehdit ediyor, bizim sınırlarımızı tehdit ediyor. Eğer nesillerimizin de bu büyük düşmanın farkında olarak yetişmesini istiyorsak bugün okullarımızda bu konuları müfredat olarak işlemeliyiz. Siyonizmin kirli emellerini çocuklarımıza anlatmalıyız, onların kendilerini ve sonraki nesillerini bu barbar toplumdan koruması için onlara düşmanı anlatmalıyız, güçlü olmalarını sağlamalıyız.

Buna tepki vermelisiniz, bu sürecin değişmesi için gerçekçi adımlar atmalısınız, gerekirse özel koşullarda sinema yönetmenleri, oyuncular, dizi yönetmenleri, programcılar, haberciler, senaryo yazarları, akademisyenler yetiştirip, bunlarla yeni ve farklı bir kapının aralanmasını sağlamalısınız. Konu çok ciddi ve bu konularda tedbirler alınmazsa bundan emin olun bu toprakları siyonistlerin almaları için bomba bile atmalarına gerek kalmayacak. Böyle devam edersek, aklımızı başımıza almazsak bir bakacağız, çok geç olmuş oluverecek.

Zaten görüyorsunuz, Kürt kardeşlerimize devletimiz yeterince dokunamadı, bugün Kürtlerin büyük bir bölümü ne yazık ki siyonizmin onlara çizdiği yolu takip ediyorlar. Bir seçim daha geçti, ne oldu? Gittiler kitlesel olarak terör yanlısı partiye oy verdiler. Niye verdiler? Çünkü terörü bir şekilde destekliyorlar da onun için verdiler. Peki nasıl desteklerler? Niye desteklerler? Bu noktada en büyük suç Türkiye Cumhuriyetinindir. İnsanları baskıyla, zulümle hizaya getirebileceğini sanan bedbaht kafalardadır. Ne oldu? Geldiler mi hizaya? Ama ben yine de Kürtlerden de umut kesmemek gerektiğine inanıyorum. Bu kutsal vatan olan Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşlarıyız, bu ülkede yaşayan herkes değerlidir ve Aziz Türk Milletinin bir ferdidir. Bu asimilasyon değil milli birliktir, bunu birlikte sağlayıp sorunları birlikte çözebiliriz. Bunu Kürt kardeşlerimize çok güçlü çalışmalarla anlatmak gerekiyor. ABD’de Kürt köyleri kuruldu, orada Kürt ajanlar yetiştirildi, o Kürt ajanlar buradaki Kürt köylerinin aynılarında propaganda öğrendiler ve bu topraklara geldiler, burada ABD devletinin yönetiminde siyonizmin propagandasıyla devletimizi yıkmak için terör yapılanmalarının çalışmalarını yürüttüler. Ama biz kendi ülkemizde Kürt kardeşlerimizle ilgili çalışma yapamadık. Onların tarihlerini anlatamadık. Onlara İdris-i Bitlisî’yi anlatamadık, bu topraklarda asilime olmamalarının tek nedeninin birlik ve beraberliğimiz olduğunu anlatamadık. Kürt devleti denilen unsurun aslının siyonizmin oyunlarına alet olmak olduğunu anlatamadık. Sonucu görüyorsunuz. Bugün öz kardeşlerimiz konumundaki Kürt kardeşlerimiz gidiyorlar terör yanlısı partiye hem de kitlesel olarak oy veriyorlar.

Neticede Türkiye Cumhuriyeti hala aklını başına almayacak mı? Hala süreçlerin dışarıdan yönetildiği izlenimini vermeye devam mı edecek? Hala okullarında siyonizmi anlatmayacak mı? Hala siyonizmi müfredatına koymayacak mı? Siyonizmle mücadele kola almayarak, kahveci de kahve içmeyerek olmaz, siyonizmle mücadele hem onu en iyi şekilde öğrenmekle hem de onun ürettiğinden daha kalitelisini üreterek insanlığa, bir küresel barış ve huzur tetworkü oluşturarak olur, insanlığa huzur, barış ve paylaşılmış zenginliği sunmakla olur. Bunları başaracak nesiller yetiştirmekle olur. Biz siyonizmin emellerine karşıyız, yoksa Yahudi vatandaşlarımızla ilgili bir konu değil bu. Özgür bir şekilde onlar ülkemizde rahatça yaşayabilirler, konumuz onlar değil, konumuz insanlığın düşmanı siyonizimdir.

Siyonizmle mücadele tarihimiz, dinimiz, dünümüz ve yarınımız için bir mecburiyettir ve Türkiye bu mücadeleyi başarmak zorundadır. Başka şansımızın olmadığını umarım görüyorsunuzdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi
SON YAZILAR