Karabağ Savaşı ve sonrasında yaşananlar, bu savaşın sadece Azerbaycan ve Ermenistan arasında yapılmadığını gözler önüne seriyor. Daha çocukken, Karabağ’ın işgaline ve sonrasında yaşanan acıların canlı şahidi olan ben ve benim gibi bir çok Azerbaycan Türkü’nün benliğinde bu zulüm, silinmez acı hatıralar bıraktı. Bize dayanılmaz acılar yaşatılırken, bu caniliyi yapanlar, daha sonraki hayatlarını ellerini kollarını sallayarak yaşadılar. Onlar, 30 yıl bizden çaldıklarıyla rahat hayat sürerken, ağababaları olan büyük devletler, sözde müzakere yalanıyla bizi hep oyalamaya çalıştılar. Böylece, müzakere yoluyla 30 yıl boyunca Karabağ’da tek bir karış bile ilerleyemedik. Yaklaşık 30 yıl boyunca, Karabağ’da aldığımız tek toprak 2016 yılındaki Nisan savaşları oldu ki, onu da silahla aldık.

Bize, Karabağ’da tek çıkış yolunun müzakere olduğunu ve bu müzakerelerin de Azerbaycan’ın egemenliği çerçevesinde çözülmesini destekledikleri masalını uyduran büyük devletler, şuan Ermenistan’dan yana olduğunu görüyoruz. Aynı devletlerin 30 yıllık işgal boyunca sözde tarafsız arabuluculuk girişimlerinin, neden başarısız olduğu da buradan belli oluyor. Yani, bu devletler 30 yıl boyunca Karabağ meselesinin çözümü için değil, aksine Azerbaycan’ın oyalanması ve işgalin devamı için uğraşmışlar. Bu devletlerin başında AGİT Mink Üçlüsü yani Amerika, Fransa ve Rusya geliyor. Hem işgal, hem savaş hem de savaş sonrası Ermenilere en yakın olan ülkelerin başında da bu üç ülke. Hamdolsun, Azerbaycan bu üç ülkenin oyunu bozdu ve hala bozmaya da devam ediyor.

Önceki yazılarımda savaş sonrası Karabağ’da yaşanan olaylar ile ilgili bilgiler vermiştim. Şimdi de bölgede son 4-5 ayda yaşanan bazı gelişmelerden haber vermek isterim. Bu süreçte yaşanan belki de en önemli gelişme Laçin yolu üzerinde Sınır Geçiş Noktası oluşturulmasıdır. İşgal sonrası anlaşmalara, uluslararası hukuka ve Azerbaycan’ın haklı itirazlarına rağmen, Ermenistan’dan Rus Barış Gücünün geçici olarak konuşlandırıldığı Karabağ bölgesine silah taşınması devam etti. Hal böyle olunca Azerbaycan, uluslararası hukuka ve anlaşmalara da dayanarak Ermenistan’dan Karabağ geçen yol üzerine Sınır Geçiş Noktası oluşturdu. O tarihten itibaren de Ermenistan’dan Karabağ’a karşılıklı geçiş ancak sınırdan resmi şekilde yapılmaya başlandı. Buna karşılık olarak Ermenistan da bu defa “İnsani Yardım” oyunu oynanmaya başlandı. Erivan’dan yola çıkan sözde “yardım” tırları, Azerbaycan’ı yok sayarak Karabağ’a girmek isteyince Laçin Sınırında durduruldu. Olay üzerine Ermenistan, tüm dünyada propaganda yaparak, Azerbaycan’ın güya insani yardımı engellediğini öne sürdüler. Hatta, bu provokasyona Fransa’da katıldı. Fransa’dan toplanan yardımlar bizzat Paris Belediye Başkanı önderliğinde Karabağ’a hareket etse de yine Laçin’i geçemedi. Azerbaycan haklı olarak Karabağ’a gönderilen yardımların Ermenistan taraftan değil, Azerbaycan’a bağlı Ağdam yolundan taşınmasını bildirse de dertleri insani yardım olmayan Ermenistan ve onun ağababaları buna karşı çıkıyorlar. Yani, Ermenistan’ın kendisinin bile tanıdığı Azerbaycan’ın bir parçası olan Karabağ’a, Azerbaycan’dan izinsin “yardım” götürmek istiyor ve bunu kendi topraklarından yapılmasını isteyen Azerbaycan’a karşı çıkıyorlar.

Laçin Sınır Kontrol Noktasında Ermenilerin uykularını kaçıran bir başka mesele daha var. Geçenlerde Karabağ’dan, Uluslararası Kızıl Haç örgütünün gözetiminde Ermenistan’a taşınan hastalar arasındaki bir kişi, Azerbaycan güvenlik güçleri tarafından yakalandı. Ermenistan bağırıp çağırıp dünyayı ayağa kaldırmaya çalışsa da kısa bir süre sonra Azerbaycan, yaptığı açıklamayla tartışmalara soy koydu. Yayınlanan açıklamada, yakalanan şahsın Hocalı’da Azerbaycan Türklerine karşı yapılan soykırımda bizzat iştirak eden Vagif Haçaturyan olduğu delil ve ispatlar ile gözler önüne serildi. Yine, yaklaşık 1 ay önce, 2021 yılında Karabağ’da yapılan bir futbol karşılaşmasında sahaya Azerbaycan bayrağını ayaklayarak çıkan 3 futbolcu, sınırı geçerken güvenlik güçleri tarafından yakalandı.

Bu yapılanlar ile aslında Azerbaycan, Karabağ’ın kimin toprağı olduğunu unutanlara tekrardan hatırlatma yapıyor. Herkes unutur, devlet unutmaz. Zamanı geldiğinde devlet, milletine karşı suç işleyenlerden teker teker hesap sorar. Azerbaycan da bunu dosta düşmana gösteriyor. Devletin vatandaşları üzerindeki hakkı da bu değil midir zaten?!