Ömer İnal

Ömer İnal

Dış politika ve yeni vizyon

Dış politika ve yeni vizyon

15 Temmuz, Türkiye tarihinin en önemli değişim noktası olarak hafızalarda yer edinecek. 5 milyona yakın kişinin toplandığı Yenikapı mitingiyle beraber, milletimizin birlik ve beraberliği tahkim edilmiştir ve dosta güven, düşmana ise diş gösterilmiştir.

İçerde yaşanan bu gelişmelerin yanında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan sonra ilk ziyareti Rusya’ya yapması çok önemli ve bir o kadar manidar bir gelişmedir.

Rusya ile hem ticari ilişkilerin geliştirilmesi, hem stratejik yatırımların hızlandırılması açısından önemli iken, en az bunlar kadar önemli olan bir diğer husus ise Suriye’deki adeta düğüm olan sorunlara bir çözüm bulma arayışıdır.

24 Kasım’da Rus uçağının düşürülmesinden bu yana, Suriye Hava sahasında savaş uçaklarımız güvenlik nedeniyle sorti yapma imkanı bulamıyordu. Yakın zamanda bu sorun aşılmış olacak ve PYD’nin bundan cesaret alarak istediği gibi at oynatmasının büyük oranda önüne geçilecek Allah’ın inayetiyle.

Bu durum, özellikle 15 Temmuz’dan sonra daha net bir şekilde anlaşılmıştır ki; ABD’nin FETÖ eliyle Rus uçağının düşürülmesini sağlayarak Türkiye’nin Suriye’ye uzak kalmasını sağladığı planın çöpe atılması anlamına gelmektedir.

Rusya ile yapılacak olan bir diğer önemli işbirliği ise, kuvvetle muhtemel hava savunma sistemleri üzerine olacaktır.  (Bu anlamda Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınması şaşırtıcı olmasın.)

NATO’nun Türkiye’yi korumak amaçlı kurduğu patriot füze rampalarını tehlike geçti bahanesiyle Rus uçağı düşürülmesinden kısa bir süre önce Türkiye’den çekmelerine,  Türk makamları tepki göstermiş ülkeyi savunmasız bıraktıkları söylenmişti.

Tüm bu yaşanılanlar Savunma sanayi alanında tek bir yere bağlı olmanın getirdiği sıkıntıları daha çok gün yüzüne çıkarmış oldu.

Suriye konusunda Türkiye’yi yalnız ve savunmasız bırakan, Rusya ile uçak krizi yaşandığında bu Türkiye’nin sorunudur diyen, mülteci konusunda külfetin adil paylaşımı için adım atmayan ve son olarak 15 Temmuz’da darbeye karşı durmayan Avrupa Birliği ile ilişkiler bu anlamda yeniden gözden geçirilmesi elzem bir durumdur.

53 yıldır kapısında beklediğimiz Avrupa Birliği’ne üye olmaktan vazgeçip stratejik ortak olma noktasında belli şartlar dâhilinde anlaşma yapmaya hazır olduğumuz açıklanmalıdır. Bu şartlarımızdan ilki, Türkiye’nin iç işlerine müdahale edici açıklamalardan kesinlikle uzak durmaları olmalıdır.

İkici şart ise, Türkiye ile münasebetlerinizde yetkili resmi makamların haricindeki kamu çalışanlarıyla diyalog kurma çabaları, gayri meşru ve içişlere müdahale olarak değerlendirilir şeklindedir.

ABD’ye de aynı şekilde, Türkiye ile sağlam ilişkiler kurmak istiyorsa, bize rağmen yaptığı işlerden vazgeçmesi, daha önce aleyhimize olan tüm yaptıkları işlerle birlikte anlatılmalıdır. Yetkililerimizin bu konuda ilk yapması gerekenlerden birisi ABD Adana konsolosluğunun kapatılması, Türkiye’mizin çok büyük hayrına olacaktır.

Ülkemizin tam bağımsız ve geleceğe umutla bakması için bugün sağlam ve kararlı adımların atılması çok önemlidir. Mevcut ortamdaki birlik ve beraberlik bunun için hem çok elverişli yapıdadır hem de zamanın ruhu bizden bunu istemektedir.

Rabbim devletimize zeval vermesin, Milletimizin birlik be beraberliğini daim eylesin, Ordumuzu peygamber ocağı eylesin, Aziz eylesin, Muzaffer eylesin.

Selametle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer İnal Arşivi
SON YAZILAR