Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

Kademeli yaş düzenlemesi

Kademeli yaş düzenlemesi

Ülkemizde her yıl seçim olsa, her seçim öncesinde mutlaka sosyal güvenlik sisteminde bir değişiklik yapılır. Mevzuat değişikliği yapılmasa bile mutlaka bir prim yapılandırması çıkarılır ve ödeyen ödemeyen belli olsun denir.

Ülkemdeki seçim propagandasına malzeme taşıyan amiral gemilerinden biridir, sosyal güvenlik.

Hatırlanacağı üzere son ve en büyük değişiklik EYT düzenlemesi adı altında 2023 yılı mart ayında yapıldı ve sonrasında seçim oldu. 8 Eylül 1999 ve öncesinde işe girenlerin önemli bir kısmının yaş şartı kaldırıldı, prim gününü ve sigortalılık süresini tamamlayanlar emekli edildiler.

Babasından önce emekli olan oğulların ülkesi oldu, Türkiye’m. Çünkü işçi olup da 3600 ve Bağ-Kur’lu olup da 5400 prim gününü ve 55 yaşını doldurmuş olanlar için yaş şartı kaldırılmadı, maalesef. Onlar 1999 sonrasındaki yaş şartına tabi olarak bırakıldılar.

1967 doğumlu olup da 1985 yılında işe başlamış ve 8500 gün prim toplamış Bağ-Kur’lu baba emekli olamadı fakat 1981 yılında doğmuş, 1999 yılında işe başlamış ve 5975 günü tamamlamış işçi oğul emekli oldu.

Bu cümlemi, EYT düzenlemesine olumsuz baktığım yönünde anlayan dostlar, yazılarımızı ya unutmuş ya da takip etmemiş demektir.

Hiç kimsenin EYT lehinde kalem oynatmadığı, hatta devlet adamlarımızın siyasi hayatlarına mâl olsa da düzenlemenin yapılmayacağının söylendiği 2020’li yıllarda, EYT meselesi EYP’ye (el yapımı patlayıcıya) dönmesin kaygısı ile yazdığımız yazımız, okumak isteyen dostlarımıza çok uzak değildir. Gazetemizin arşivinde mevcuttur.

Sözü uzatmadan diyeyim ki; şayet vaktinde yapılırsa 2028 seçimlerinin siyasi partiler açısından en can alıcı propaganda malzemesi, Eylül 1999 sonrası işe girenler için kademeli yaş düzenlemesi ve staj başlangıcının emeklilikte sayılması vaadi olacaktır.

Bu vaatleri en iyi ve en inandırıcı yapan parti, kendini bir adım öne çıkaracaktır.

EYT kapsamında olup da düzenlemeden yararlanarak emekli olanların ‘hak yerini buldu’ şeklindeki cümleleri, 9 Eylül 1999 tarihinde yani 1 gün sonra işe başlayanların dilinde ‘1 gün için 17 yıl sonra emeklilik zulümdür’ şekline çoktan dönüşmüş durumdadır.

Emeklilikte adalet isteyenlerin dernekleri kurulmuştur. Lobi çalışmaları, mitingler, görüşmeler ve sosyal medyadan kesintisiz yapılan paylaşımlar, zamanı ve mevsimi gelince yeterli gündemi, kesinlikle oluşturacaktır.

Bunlar iyidir ya da kötüdür, demiyorum. Ülkemdeki bir gerçeği dostlarla paylaşıyorum. Bunlar olacak ve oy avcılığında ve siyasi rüşvette başa oynayacaktır. Yaşayıp göreceğiz.

Meselenin teknik boyutu açısından değerlendirme yapılmasını bekleyen dostlar olabilir. Bundan sonraki satırlar da onlar için olsun.

1999 yılında yapılan ve kadınları 58, erkekleri de 60 yaşında emekli edecek kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi iptali edince, 2002 yılı mayıs ayında yapılan değişiklik ile 1999 yılından geriye doğru işe giriş tarihine göre yaş düzenlemesi yapıldı ve 2023 yılındaki EYT düzenlemesine kadar bu sistem geçerli oldu.

1999 yılındaki düzenleme, insanımıza eski kanunun verdiği hakkı elinden almak şeklinde olmuştu ve kanunların geriye yürümezliği ilkesi de ihlal edilmişti. 2023 yılında bu hak kısmen geri teslim edildi.

2008 yılında 5510 sayılı Kanun ile yapılan köklü değişiklikte ilk gözetilen husus, 30 Nisan 2008’den önce çalışmaya başlayanların eski kanuna tabi olması idi. Yeni kanun, eski kanunun verdiği hakkı geri almadı.

Hatta 2008 yılında yapılan değişiklik ileriye doğru bir yaş kademesi getirdi ve 2048 yılına kadar kadın ve erkeklerin emeklilik yaşını 65’e çıkardı. Yani 2008 yılından sonra işe girenlerin emeklilik yaşı hemen 65 olmadı.

Bir örnek verelim: 2016 yılında işe girmiş ve 2035 yılı sonuna kadar 7200 gün prim toplamış bir kadının emeklilik yaşı 58, erkeğin emeklilik yaşı da 60’tır. Demek ki kademe 2036 yılından itibaren başlatılmıştır.

1999 yılında çıkarılan kanun, aynı hassasiyet gözetilerek çıkarılmış olsa ve ileriye yönelik işe giriş tarihine göre bir kademeli yaş düzenlemesi yapılmış olsa idi, toplum yeni sisteme alıştırılmış olurdu ve geçmiş yıllara sari EYT meselesi ülkemiz gündemini bu kadar meşgul edemezdi.

Önümüzdeki yılların en önemli meselelerinden biri olacak emeklilikte adalet arayanların feryatları da daha bugünden ülke gündemine düşmezdi.

Nedense, yamalardan hoşlanan bir kanun yapma tekniğimiz var. Yektaptan dört başı mamur bir mevzuat metnimiz olmayacak, sanırım. Ve sanırım mesele öngörüsüzlük ve ehliyet…

Yama ile tamir edilen mevzuatımız, gücün etrafına yuvalanan omurgasızlara yarıyor, maalesef.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR