Necmettin Şimşek

Necmettin Şimşek

Bir Kereden 1000 Şey Olur

Bir Kereden 1000 Şey Olur

* İyi olan da kötü olan da devam edebilirliği bakımından etkisi geometrik olarak artar. Ne geldiyse başımıza 1 kereden bir şey olmaz diyen zihniyetten geldi. Teknolojiye alışmamız ile başladı bu durum. Önce hesap yapabilmemiz kayboldu. Sonra pısadan (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) çıktık. Eğitim yavaşladı ve evrildi. Sonra zekâmız azaldı numara bilemez olduk. Prensipleri olmayan üst yöneticiler para para diye çıktıkları yolda zekâ durumuna göre bir seviyede duracak elbette. Bir üst lige nasıl çıkacağız.

** Eğer hayata bakış açını doğru prensiplere dayandırdıysan, kendi içinde çok çelişki yaşamazsın. Nedir bu prensipler: En başta ADALET. Başkalarına ve kendine karşı adil olacaksın. “Hep bana” yapmadan dengeli bir dağılımı kollayacaksın. Sonra ÖĞRENME. İşin doğrusunu öğreneceksin. Ön yargılarını azaltacaksın. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayacaksın. Gerçeği sorgulayacaksın. Ve YETERLİK (competence). En azından birkaç konuda derinliğine bilgi sahibi olacaksın. Senin o konularda hemen her şeyi bildiğini başkaları da takdir edecek. “O konuyu O’na sormalı” diyecekler kendi aralarında…

***Kırık cam teorisi bir başka adıyla kırık pencere teorisi; suç, insanları suça iten faktörler ve suçu engelleyen durumlar üzerine ortaya konmuş bir teoridir. Güncel Türkçe Sözlükte suç kelimesi “Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış” ve “Yasalara aykırı davranış, cürüm” olarak açıklanmaktadır. Suç tanımında da bahsedilen töreler, ahlak kuralları ve yasalar toplumsal nizamı sağlayan önemli unsurlardır. İnsanların bir kez dahi suç işlemesinin veya bir kişinin suç işlemesinin başkalarını nasıl suça teşvik edici olduğunu anlatmaya ve alegorik bir şekilde anlatmaya çalışır bu teoridir bu konudan önceden bahsettiğim için ayrıntıya girmeyeceğim. Savaş bir şekilde bir tarafın başlatmasıyla olur. Genelde önemli savaşlara bakarsak önemsiz gözüken tek bir hatadan olmuştur. Kırık cam teorisi anlayışının temelinde taviz, tavizi doğurur düşüncesi vardır. Teori bu anlayışın ne kadar doğru olduğunu kanıtlar ve bir kereden bir şey olmaz demenin ne kadar yanlış olduğunu gösterir. Bu teori sadece bilim dünyasını ilgilendirmekle kalmamış, birçok polis kırık camların önemini keşfedip görmezden gelinen küçük suçlar konusunda daha dikkatli olmaya başlamıştır. Polis, önce küçük suçların peşine düşmüştür. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerine tuvaletini yapanları ve kamu malına zarar verenleri yakalayıp haklarında işlem yapmıştır. Kırık cam teorisi sadece suç konusu ile sınırlı değildir. Özellikle rekabetin egemen olduğu iş yerlerinde başarısızlığın ve verimin düşmesinin nedenlerini anlamak için de bu teoriden faydalanılır. Hayatın her alanında karşımıza çıkan ve küçük sorunların büyük sorunlara dönüşmesine neden olan kırık camları Amerikalı yazar Micheal Levine birçok örnekle açıklamıştır. Büyük bir restoran zincirinin bir şubesinde tuvalet kâğıdı tükendiyse restoran sahiplerinin müşteri ihtiyaçlarını önemsemediğini gösterir. Böylelikle, müşteri bu restoranda yemeklerin uygun şekilde hazırlanmadığını düşünebilir. Prestijli bir giyim mağazasındaki ilgisiz bir kasiyer bir kırık cam örneğidir. Üzerinde saldırgan bir slogan olan bir tişört ile çalışan kişi bazı müşterilerin başka dükkânlardan alışveriş yapmasına neden olur ve müşteriyi uzaklaştırır. Reyonlarda kötü sergilenmiş bir ürün ‘kırık cam’ olabilir. Müşteri ürünü neden iade edemediğini sorduğunda “kural bu” denmesi “kırk cam” olabilir. İyi hazırlanmamış bir menü ‘kırık cam’ olabilir. Bir çalışan bir şirkete ne gerekçeyle olursa olsun zarar vermeye başlamışsa bu da bir kırık cam örneğidir. Düzensizlik ile suç oranı arasındaki ilişkiyi açıklamak isteyen Keizer ve arkadaşları bunun için bir deney yapmıştır. İki farklı çevrede dışarı sarkacak ve içinde görülecek şekilde 50 TL’lik banknotlar bulunan zarfları posta kutularına yerleştirmişler ve oradan geçenlerin ne kadarının bu zarfları çalacaklarını gözlemlemişlerdir. Yoldan geçenlerden geniş bir grubun (%13), bu zarfları aldığı ortaya çıkmıştır. Eğer posta kutusu grafitiyle kaplıysa, yani üzeri yazıyla boyanmışsa hırsızlık yapanların oranı ikiye katlanmıştır.

****Sonuç olarak; Toplam olarak 9 maddeyle ne dünyadan ne ortamdan etkilenmemizi en aza indirebiliriz. Zaman geçse dahi savaş gibi olaylar hep olacak. Bahanesi biz olmasak bile yaptığımız her hangi bir yorum bile taraf olmamız için yeterlidir. Birincisi zaman yönetimi, ikincisi arkadaş seçimi, üçüncüsü geçmişle çok uğraşmamak, dördüncüsü zaman içerisinde başarı odaklı olmak, beşincisi başarısızlığı bile başarı olarak görmek çünkü eylem yapılmış sonuç alınamamış demektir, altıncısı girişimcilikten yorulmamak, yedincisi hayatımıza giren herkes bizim için çizilen yol için gelmişlerdir fayda beklemek yerine bir sebebi olduğu görüşü daha mantıklı, sekizincisi herkesten daha çok çalışmak ve sonuncusu para odaklı olmamak gibi basit herkesin bildiği fakat sürekliliği olmayan kurallar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi
SON YAZILAR