Eğitim İş Sendikasından aradılar, 31 Ekim 2013 tarihli yazımızda, “Validen, Belediye Başkanımızdan, Garnizon Komutanımızdan, milletimizden ayrı olarak CHP İl Başkanlığı, İşçi Partisi İl Başkanlığı ve birçok üyesi DHKPC’li olmaktan gözaltına alınan Eğitim-İş sendikasının Konya Şubesiyle birlikte tören düzenliyordu.” İfadesi için bizim yanlış bilgi ile yazıyı yazdığımızı ifade ettiler.  

Eğitim İş Sendikasının hiçbir üyesi DHKPC ya da başka bir terör örgütü ile ilgili gözaltına alınmamış, Eğitim İş Sendikasına bu güne kadar her hangi bir polis baskını olmamış.

Bizim bilgimiz yanlışmış, yaptığımızın bu hatadan dolayı da Eğitim İş Sendikasının bütün üyelerinden özür diliyorum…

Peki, biz nerede ve niye hata yaptık?

Biz Eğitim Sen ile Eğitim İş Sen’i karıştırmışız ondan hata yapmışız.

Neticede biz Müslüman’ız, hayatımızda temel karakter olarak yanlışa yanlış demek özelliğini almış bir insanız ve eğer yanlışı, hatayı biz yaparsak öyle bir zamanda da açık yüreklilikle kendimizi eleştirebilmeli ve hataya hata diyebilmeliyiz.

Bu noktada kendimi eleştiriyorum ve kendimin yaptığı yanlışa da yanlış diyorum ve hem siz okurlarımızdan ve hem de Eğitim İş Sendikasından bu konuyla ilgili, yaptığım hata ile ilgili tekrar tekrar özür diliyorum…

Tabi bu arada Eğitim İş Sendikasını da biraz araştırma olanağım oldu, baktım, anlamaya çalıştım izah edeyim…

KESK’ten bir grup ayrılmış ve Birleşik Kamu İş Sendikası diye yeni bir sendika kurmuşlar.

O süreci takip edememişiz.

Uyuştuğumuz, ortak noktamız diyeceğimiz tek konuları yok, ODTÜ ormancılarındanlar, yola karşı çıkan topluluktanlar…

Yol yapmayı ağaç düşmanlığı sanıyorlar, olaya ideolojik yaklaştıkları için de mümkün değil doğruyu bu insanlara anlatamazsınız.

Gezici eşkıyaları destekliyorlar, Ankara’da polise taş atan eşkıyalığı Ankara direnişi olarak ifade ediyorlar.

4+4+4’de karşılar, din derslerine karşılar, kamuda başörtüsü özgürlüğünü Türkiye’de rejim kırılması görecek kadar tuhaf insanlar, CHP ile işbirliği yapıyorlar, eylemlerini mutlaka CHP’liler katılıyor, KESK’ten ayrıldıkları nokta anladığım kadarıyla PKK ve DHKPC olmuş.

KESK, BDP’nin arka bahçesi gibi olunca, talimatlarda İmralı’dan gelince ulusalcı arkadaşlar, kemalist arkadaşlar, laikçi jakoben arkadaşlar KESK’ten ayrılmışlar ve CHP’nin çizgisinde yeni bir sendika kurmuşlar.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ahlaksız ifadelerle başbakanımıza ithamlarda bulunduğu Tandoğan mitinginde genel başkanları da bir konuşma yapmış.

Başkanlık sisteminde başlamış, gericilikten, eğitim sisteminin dindarlaştırılmasından, hükümete hakarete kadar ağır ithamlar yapmış…

Başörtüsünün üniversitede serbest bırakılmasından, Müslüman kadın memurun rahatça başı kapalı olarak kamuda çalışmasına kadar, kesmiş biçmiş.

Zaten bu sendikanın üyeleri hükümetimizin tarihi başörtüsü kararını, ülkemizde normalleştirme sürecini yaşatan Müslüman kadının rahat çalışmasını sağlayacak başörtüsü kararını Danıştay’a da götürmüş…

Sizin anlayacağınız, bin yıl onlar yaşasa, bin yıl biz onlarla birlikte yaşasak bir tane bile ortak kararımız, ortak adımımız, ortak hareketimiz olmayacak bir topluluk bu Eğitim İş Sendikası da, Birleşik Kamu İş Sendikası Konfederasyonu da…

Zaten nasıl olsun, olamazda, biz insanların özgür olmalarını istiyoruz, insanların hür olmalarını istiyoruz, yaşamlara müdahale edilmesin, istiyoruz ama o topluluk kadınlarımızın başını açmaya, çocuklarımızın dini öğrenmesini engellemeye çalışıyorlar.

Ülkemizdeki gelişmeyi, ilerlemeyi hazmedemiyorlar…

Fakat biz o insanlara bile haksızlık yapamayız ve yapmamalıyız. Biz Müslüman’ız, dinimiz bize dürüst olmayı, adil olmayı emrediyor

Neticede diyorum ki, Eğitim-İş Sendikasının üyeleri, sizin gibi düşünmüyorum, doğrusu sizleri sevmiyorum da ama size karşı yapmış olduğum bir haksızlık var ve sizlerden özür diliyorum…

Allah hepimizi, hata yapmaktan ve hatamızdan ısrardan korusun…

Doğru yoldan ayırmasın…