Gülşen Yılmaz

Gülşen Yılmaz

Uğur Başkan’a toplu taşıma yakınması

Uğur Başkan’a toplu taşıma yakınması

Konya’daki çoğu insan gibi bende iş yerine gelip giderken toplu taşıma kullanıyorum.
 
Ama…
 
Son zamanlarda sıkça karşılaştığım ve bununla ilgili bir yazı yazmam gerekiyor dediğim birkaç sorundan bahsetmek istiyorum.
 
İnsanların en çok yakındığı konu, otobüslerin duraklarda bekleyen yolcuyu görmeyip hızlıca geçip gitmesi…
 
Bu durumla bizzat ben de karşılaştım.
 
Kendime bir saat belirleyip o saatin otobüsünü kullanıyorum. Böylece iş yerime de zamanında gelmiş oluyorum. Fakat çoğu zaman hızlıca geçip giden otobüsün arkasından öylece bakakaldığım için mesai saatimi kaçırdığım da olmuyor değil…
 
Otobüs şoförlerinin hepsini itham etmek tabi ki de yanlış olur. İşini her alanda doğru düzgün yapan emekçilere karşı saygım sonsuz…
 
Geçenlerde başıma gelen bir olayı da anlatmak istiyorum. Yine sabah otobüse bindim. Otobüs şoförü, henüz bizim oradaki durağa gelmeden önce bir anons geçmiş yolculara.
 
Kapıların çalışmadığını, inecek olan yolcunun yanına gelip söylemesini ve ön kapıdan inmesini duyurmuş. O sırada otobüste olmadığım için, bunu ben duymadım doğal olarak. Diğer yolculardan da duymayanlar vardı elbet. Ben otururken bir yolcu ineceği durak gelince butona bastı. Fakat araç durmadı. Bir sonraki durakta da yine bastı, otobüs durmayınca şoföre; “Basıyorum ama göremediniz mi?” diye sordu. Şoför koltuğundaki beyefendi ise sert bir dille; “Ben herkesi uyardım. Kapılar bozuk dedim. İneceksen gelip bana söylemen gerekiyor. Beni duymazsan inemezsin işte” diyerek aracı durdurdu. Kızcağız; “Ben duymadım dediğinizi” diyerek şaşkın şaşkın araçtan indi.
 
Şimdi birincisi bu araçlar bozuk kapılarla neden trafiğe çıkıyor. Sürekli yolcu alıp indiren bir araçta, herkes şoförün bir sefer yaptığı ikazı duyabilecek durumda değil. Şahsen inecek olan ben olsam ben de duymamıştım. Ve aynı bağırmalara maruz kalacaktım.
 
İkincisi Allah korusun yolda diğer kapıları kullanmak gereken bir durum olsa ne olacaktı?
 
Üçüncü olarak da otobüste o kalabalığın içinde en arkadaki yolcunun bile gelip söylemesi isteniyor şoför tarafından. Bu durum zaten balık istifi seyahat eden halk için gerçekten reva oluyor!
 
Bir başka bahsedeceğim konu ise her yaz artık söylemekten yorulduğumuz ve bir çözüm getirilmesini istediğimiz klima meselesi…
 
Öyle lafta değil bu gerçekten bir mesele halk için.
 
Üç gündür yaz kendini gösterdi ve yine başladık, ‘Klimaları açar mısınız’ diye yakınmaya. Tabi bu yakınmalarımız bir türlü duyulmuyor!
 
Ben anlamıyorum ki belediye tasarruf tedbirlerinin içine otobüs klimalarını da mı kattı? Eğer kattıysa tasarruf edecek başka bir şey bulamadınız mı demek istiyorum. Bu araçlara hasta, yaşlı, çocuk herkes biniyor. Zaten sıcak havanın etkisi var. Birde o kalabalık… Oluyor mu sana 50 dereceye varan bir sıcaklık… Artık şoför klimayı açmak için buharlaşmamızı mı bekliyor diye merak ediyorum?
 
Umarım Uğur Başkan bu mağduriyeti duyar. Ve toplu taşıma ile ilgili yeni radikal kararlar alır diye umut ediyorum.
 
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gülşen Yılmaz Arşivi
SON YAZILAR