Gerçekten ‘model’ olmuş!
Dün neredeyse bütün günümüzü eğitime, ilim ve irfana ayırdık…
Konya Ticaret Odası (KTO) ve KTO Karatay Üniversitesi İştirakinde; Üniversite Kampüsü, KTOTEK ve Hava Parkı’na basın gezisi düzenlendi.
Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Öztürk, Rektör Prof. Dr. Bayram Sade ve öğretim üyeleri ile birlikte Karatay Üniversitesi’nin eğitime katkılarını yerinde görme fırsatı bulduk.
Karatay Üniversitesi’nin ana kampüs binasını daha önce de pek çok kere gezmiştik zaten. Uzun uzun ana kampüsten bahsetmeyeceğim ama kısaca bilgi vermek gerekirse; KTO Karatay Üniversitesi, Türkiye’de eğitim veren 77 vakıf üniversitesi arasında üst sıralarda yer alıyor. Fiziki ve teknik imkanları, mimarisi, teknolojik alt yapısı, lokasyonu, hoca kalitesi ve geniş kullanım alanıyla albenisi yüksek bir kurum.
Yani eğitim kalitesi ve imkanları tartışılmayacak durumda.
Ama beni dünkü gezide asıl etkileyen şey, üniversite kampüsü ya da kampüste yapılan etkinliklerden ziyade, Türkiye’nin sanayi ve ticarette kalkınmasına rol model olacak çapta bir yatırım olan “Teknoloji ve Eğitim Kampüsü” oldu.
TÜYAP’ın yanında bulunan bu merkezi daha önce görmemiş ya da tanımamış olmak benim ayıbımmış doğrusu. Yapılan yatırımı, teknik ve teknolojik imkanları gördüğümde çok etkilendim.
KTO Akıllı Teknoloji Merkezi ile Ticaret ve Sanayi Meslek Yüksekokulu, Konya’nın yetişmiş eleman konusundaki ihtiyacını tam anlamıyla karşılayacak gibi görünüyor.
Dış Ticaret, Mekatronik, Bilgisayar Programcılığı ve Sivil Havacılık bölümleri ise önemli bir eksiği kapatmış.
Model Fabrika ise imalat sanayindeki KOBİ’lerin rekabet güçlerini artırmak, istihdam kapasitelerini geliştirmek ve verimliliklerini artırmak noktasında tam bir ‘model’ olmuş.
Hani o sürekli dillerde olan Üniversite-Sanayi iş birliği tam anlamıyla bu merkezde kurulmuş görünüyor…
Açık söyleyeyim, böyle bir merkezi devlet üniversitelerimizin falan kurması çok zor. Bürokrasi ve ekonomik imkanların kısıtlılığı bu konuda önemli bir engel ama tüm bunların yanında ileri görüşlülük anlamında da bu kadar net bir reaksiyon almak her babayiğidin harcı değil.
Belgesellerde ya da filmlerde Almanların, Amerikanların veyahut Fransızların eğitim kurumlarını izleyip izleyip imrendiğimiz günlerden bugünlere, böyle bir eğitim yuvasını canlı canlı Konya’da görüp, hocaların anlatımıyla brifing almak, ülkemizin geleceği adına umutlarımızı bir kez daha artırdı.
Yatırım yapınca oluyormuş demek ki. Bu anlamda aslında ülkemizin hiç de geri kalacak bir tarafının olmadığını bir kez daha anladım. Yeter ki yatırım yapılsın, yeter ki geleceğe yönelik ufku açık planlamalar yapılsın.
Üniversite tercih edecek adaylara şimdiden söyleyeyim, Türkiye’nin şuanda masa başında oturacak insan kaynağından çok mesleki ve teknik insan kaynağına ihtiyacı var. Kravatı takayım masa başı çalışayım düşüncesinde olan bence kaybeder. Gelecek kesinlikle mesleki eğitimde. Tercih yaparken bunu göz önünde bulundurun.
