Doç. Dr. Ömer Akdağ

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Mülakat

Mülakat

Face’de iki kişi münazara yapıyor. Tartışma değil münazara.

Birinin adı Onur, diğerinin Ömer.

Ömer, Onur'a diyor ki, "sizin adınız Fransızca kökenli. İsimler tercihleri yansıtır. Hususi bir temayülünüz var mıydı?

Onur cevap veriyor; "Ne demek istediniz anlamadım? Biliyorsunuz isimleri kişiler kendisi koymaz. Annesi ve babası koyar. Ama ben de sormak isterim ki, sizin adınız Ömer. Bu da Türkçe değil. Arapça.

Ömer: "Elbette isimleri ebeveyn koyar. Yani böyle bir adla devam mı yoksa farklı bir isminiz olmasını ister miydiniz, demek istedim. Mesela Şeref olabilir miydi? Benim adımın Ömer olmasına gelince; Hz. Ömer'i çok takdir ettiğim için konulduğunu biliyorum. Ben çok memnunum. Ben arap değilim. Türk milletine mensubum. Ama sevgili peygamberimi kendime çok yakın buluyorum. Zira biliyorum ki, peygamberimize iman etmekle ebedî alemimizi kurtaracağıma inanıyorum. Hz. Ömer, hem peygamberimizin en yakını, hem 40. müslüman, hem peygamberimizin kayın pederi ve hem de hulafai raşidin olarak adlandırılan kainatın en hürmete şayan isimlerinden ikincisidir.

YANİ BEN HZ. ÖMER VE MENSUP OLDUĞU KAVMİ FRANSIZLARDAN KENDİME DAHA YAKIN BULUYORUM.

Onur: O sizin tercihiniz.

Ömer: Evet bu benim tercihimdir. Ayrıca benim mensup olduğum Türk milletinin de tercihi de böyledir. Nitekim kainatta sadece Türk milleti sevgili peygamberimizi en çok seven ve sevgisini en muhteşem şekilde formüle eden bir millettir. Mesela ordusunun neferine "mehmetçik" sıfatını veren sadece Türklerdir. Sevgili peygamberimizin makamı olan hilafeti tarih boyunca en uzun temsil eden Türklerdir. BÖYLE BİR ŞEREFLİ BİR MİLLETE MENSUP OLMAK BENİM İÇİN BAHTİYARLIKTIR.

ŞEREFTİR.

AMA ONUR DEĞİLDİR....

Onur: ??????????

Not: Bu mülakatı aynen sayfama taşıdım. Zira beni adım da Ömer...

YUH

Mekan Roma.

Roma'da bir kadının (dilenci, mülteci veya başka birisi fark etmez) üzerine idrarını yapıyor.

Türk-İslam medeniyetini anlamak istemeyenlere ithaf edilir.

Türk-İslam medeniyetini anlayamayanlar değil, Bu gibiler mazur görülebilir.

Hiç duymamış olanlar da öyledir.

Ama kendisi Türk olup da mensup olduğu medeniyeti tanımayanlara ne demeli?

Yuh olsun desem, kesmez.

Yazıklar olsun mu desem,

Buyurun siz söyleyin !

KAPATMA....

Atatürkçü Düşünce Derneğinden birisi Ankara'daki terörist saldırıyı yapan terörist için "kızcağız kendini patlattı" demiş.

Yani ne demek istemiş ADD derneği mensubu; teröriste "acımış mı" oluyor?

Madem bu kadar "acıyordun" kendisini ikaz etseydin patlatmadan önce...

Daha önce yine bu Atatürkçü Düşünce Derneği mensupları bir üniversitede PKK'lılarla yanyana poz veriyorlardı.

Şimdi ülkedeki bütün Atatürkçü düşünce derneklerini kapatalım mı?

Bunların içinde herhalde aklı başında olan vardır.

Bence, aklı başında olanlar yanlış yapanları ikaz etmelidir.

Bu ikazı öncelikle CHP yapmalıdır.

Gerçi bu partinin genel başkan yardımcısı konumunda olan kişiler (Mesela sezgin tanrıkulu) ölen PKK'lıların mezarlarını ziyaret ediyor ya. (facedeki haberler doğruysa)

Tekrar soruyorum ADD'leri kapatmak mı gerekiyor bu durumda?

Bu derneğin içinde akl-ı selim birileri vardır diye ümit etmek isteriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04
SON YAZILAR