Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş geçtiğimiz Cumartesi günü Konya’daydı. Kurtulmuş Tanıtım Medya Günleri Toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Öncesinde Kurtulmuş daha çok Birleşmiş Milletler ve dünya politikasıyla alakalı olarak düşüncelerine yer verdi. Kurtulmuş BM hakkındaki görüşlerini anlatırken pür dikkat dinledim açıkçası. Çünkü söyledikleri genel olarak Türk halkının düşünceleriydi. Aslına bakarsanız bizler de zaman zaman dünyada yaşanan gelişmeler üzerine yazmıştık bu düşünceleri. Kurtulmuş burada BM’nin yapısal olarak görevini tam anlamıyla icra etmediğini söyledi. Bu önemli bir cümleydi aslında. Ancak ben Kurtulmuş’tan şu cümleyi duymak isterdim: “BM’nin İslam ülkelerine karşı alerjisi var” Evet bana göre böyle. Çünkü BM, NATO, AB gibi uluslararası birleşimler, hiçbir zaman bir İslam ülkesinin çıkarlarını gözeterek kararlar almaz. Kurtulmuş’un BM’nin yapısal olarak değişimine katkı sağlamaya çalıştıklarını söylemesi de  gereksiz bir çaba gibi görünmektedir. Ben yine Kurtulmuş’tan ve hükümetten bu sözü değil de, İslam ülkeleri arasında nasıl bir el birliği oluşturulur onun üzerinde düşünür, onun üzerinde konuşurdum. Her seferinde söylenen ‘güçlü Türkiye’ sözlerine inanıyorsak bu dediğimi de kolaylıkla başarabiliriz herhalde. Mesela bu noktada neden D8’leri daha aktif bir şekilde kullanmıyoruz? Bunu gözden geçirmemiz lazım diye düşünüyorum.

Kurtulmuş terör konusunda da net mesajlar verdi. Türk ve Kürt insanının kardeş olduğunu ve iki tarafta istemedikten sonra kimsenin ayıramayacağını söyledi. Bu noktada hak veriyorum. Zaten ben kürt sorunu diye bir sorunu kabul etmiyorum. Sorun PKK yani terör sorunudur. Buna dikkat çekmek gerekiyor. Kurtulmuş terör sorununun çözümü noktasında olanların gayet olumlu olduğunu söyledi. Kurtulmuş burada gerçekten iyi niyetli, güzel düşüncelerden bahsetti. Kurtulmuş’u ben her zaman samimi bulmuşumdur ancak burada bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Şu an görünen terör sorunu çözüm noktasına doğru gidiyor gibi! Ancak terör çözülsün de nasıl çözülürse çözülsün gibi politikayla yapılıyor bu. Dolayısıyla İmralı muhatap alınarak, birileriyle masaya oturularak gelen çözüm ilerde daha büyük sıkıntılar doğuracak. Ne hikmetse kimse bunlardan bahsetmiyor. Bu mesele yıllardır herkesin içinde kanayan bir yara. Ancak çözüm yollarını iyi görmek ve iyi düşünmek gerekiyor.