Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal RİSKLİ VE SİSLİ 2019

RİSKLİ VE SİSLİ 2019

Klasik bir ifade olacak ama iktisadi, siyasi, askeri, sosyal ve toplumsal sıkıntılarla dolu, bir yılın yine sonuna geldik. 2019 yılına ülkemiz ve dünya olarak, geçen yıldan kalan soru işaretleri ve belirsizliklerle bezeli sorunlar yumağı yanında, taze umutlar besleyerek de giriyoruz. 2019 yılı, hem ülkemiz hem de dünya için olumlu ve olumsuz beklentiler kadar, onlarca iç ve dış merkezli değişkenlerin sonucuna göre şekillenecek, ancak baştan söyleyeyim, 2019 yılı Türkiye ve dünyamız için, geride bıraktığımız 2018’e göre çok daha zor, çetin ve sorunların katlanarak büyüdüğü bir yıl olacaktır.

Küresel ölçekte bakıldığında, dünya gündemini meşgul eden ve 2019 sarkan, onlarca sorun bulunmaktadır. Trump’ın varlığı, tek başına dünya için en önemli sorun olarak yeter de artar bile. Burada esas üzerinde durulması gereken nokta, şimdilik büyük hacimli ekonomik gücünü arkasına alan ve sıkıştığı durumlarda askeri gücünü tehdit unsuru olarak gizli veya açıkça koz olarak kullanmaktan çekinmeyen Trump’ın, kendini nerede ve ne kadar dizginleyebileceğidir. Global ekonominin, siyasetin, bölgesel çatışmaların, terör eylemlerinin boyutunun ve sosyal refahın düzeyi, Trump’ın politikalarıyla bire bir bağlantılıdır. 2020’deki ABD başkanlık seçimleri ile, Trump’ın başkan sıfatıyla yaptığı ilk konuşmasında geri planda kalan ABD çıkarlarını maksimize etmek için tüm gücüyle mücadele edeceğini ve gereken her türlü politikayı uygulayacağını açıkça ifade etmesi göz önüne alındığında, olası olumsuz gelişmeler daha net olarak ortaya çıkmaktadır. Genel politikası bu görüş üzerine bina edilen Trump’ın ABD’sinden dünyaya; barış, huzur ve refah kıvılcımları ışınlanmasını beklemek çok fazla iyimserlik olacaktır. Söz konusu gelişmeler, büyük oranda ABD çıkarlarının tesis edilmesi ekseninde şekillenecektir ve tüm ülkeler politikalarını, dayatılan ABD’nin defactosuna göre planlasın.

ABD’nin en fazla dış ticaret açığı verdiği Çin ile karşılıklı takip edilecek politikalar, 2019’un küresel büyüme oranını, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin üretim miktarlarını, istihdam düzeyini dolayısıyla da büyüme oranlarını belirleyecektir. ABD’nin korumacı ekonomi politikalarına karşı AB, Kanada, Meksika, Brezilya, Rusya, İran gibi ülkelerin mukavemetine karşılık ABD’nin vereceği karşılığın dozu, 2019’un dünya için nasıl geçeceğini belirleyen en önemli faktördür. Dünya eko-politiği açısından diğer sorun oluşturabilecek unsurlar; FED politikalarına karşı Trump’ın sergilediği açık eleştirisel tavır ve sonuçlarının küresel finans sektörüne olumsuz yansımaları, AB’nin içinde bulunduğu Brexit sürecinin nasıl ve ne şekilde sonlanacağı konusundaki belirsizlikler, Yunanistan ekonomisinin bataklıktan kendini kurtaramayıp AB’nin sırtından geçinme kolaycılığını seçmesi, İtalya’da mevcut hükümetin göreve gelirken verdiği sözleri tutma adına uygulamaya koymayı düşündüğü politikaların 2019 bütçesinde hedeflenen %1.6 açığın %2.4’e çıkması sonucu AB komisyonunun aşırı yüksek kamu borcunu düşürmeye yönelik etkin önlemler almaması nedeniyle disiplin sürecinin başlatması kararı vermesi ve henüz anlaşma sağlanamaması, ECB’nin sıkı para politikası uygulamasına geçme kararı alması, Fransa’daki protestoların etkilerinin nerelere uzanacağının bilinememesi, petrol fiyatlarındaki volatilitenin devam etmesi, Suriye odaklı Orta Doğu’daki terör kaynaklı çatışmaların boyutlarının derinleşmesi olasılığının güçlenmesi, ABD’nin başta İran olmak üzere Rusya’ya yönelik yaptırımların etkilerinin yansımaları, olarak sıralanabilir.      

Küresel risklerin sonuçlarından, dereceleri farklı olsa da tüm ülkeler gibi Türkiye’de etkilenecektir. Bunlara ilave olarak Türkiye’nin kendine özgü sorunlarını kalın çizgilerle; enerji ithalatına olan %90 bağımlılığımız, ithalat odaklı iktisadi büyüme sarmalını kıramamamız, dış ticaret ve cari dengenin açık vermesini ülke ve ekonomik yapının adeta kanıksayarak üretimle değil de söylemlerle tepki gösterme kolaycılığını seçmemiz, piyasaları canlandırma amaçlı uzun vadeli ve kalıcı sonuçlar ortaya çıkacak master planlara dayanmayan ekonomik reform teşvik paketlerle popülist getirili yaklaşımların tercih edilmesi ve ne yazık ki halkında kısa dönemli kazançlarına bakarak bu tür yaklaşımlara prim vermesi sonucu sorunların çözülmeyip daha da artarak karşımıza çıkması, eğitim politikasının teorik ve ezberci yaklaşımdan iş dünyasının ihtiyaçlarına göre uygulamalı yapıya dönüştürülememesi ve 2019’da yapılacak yerel seçimlerin ne gibi sonuçlara yol açacağının kestirilememesi olarak belirtebiliriz. Herkes kendini çok bilinmeyenli, her türlü risk ve şoklarla dolu bir dünya ve Türkiye gelişmelerine hazırlasın.

   

Soru: Mali Sömürü ile Mali Rant aynı anlamları ifade eder mi? Neden?

Sözün Gözü: Uzun yılların geçmesi yapılan karaktersizliği masumlaştırmaz, karaktersizleri de.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Arşivi